English    Türkçe    فارسی   

5
1540-1589

  • Peygamberlerin aklımıza fikrimize sığmayan yüz binlerce mucizeleri, 1540
  • Sebeplerden olmamıştır, Tanrı yaratması ile olmuştur. Yoklara kabiliyet nereden geliyor?
  • Kabiliyet, Tanrı işinde şart olsaydı hiçbir yok varlık alemine gelmezdi.
  • Arayanlar için bu gök perdenin altında bir adettir koydu, sebepler ve yollar yarattı.
  • Olan şeylerin pek çoğu o adete göre olagelir. Fakat bazı da olur ki kudret, o adeti yırtar, kaldırır.
  • Hoşluk ve tatlılıkla adet, yol yordam koydu ama sonra da o adeti, o yolu yordamı yırttı, adına mucize dendi. 1545
  • Sebepsiz olarak bize yücelik gelmez. Gelmez ama kudret, sebebi kaldırmada aciz değil.
  • Ey sebebe kapılan, sebepten dışarı uçma. Fakat sebebi yaratanı da abes sanmaya kalkışma.
  • Sebebi yaratan Tanrı, ne dilerse yapar. Mutlak olan kudret, sebepleri de yırtar, ortadan kaldırır.
  • Fakat arayan muradına erişsin diye çok defa, yaptığı işleri sebeple yapar, sebeple yaratır.
  • Sebep olmasa mürit nasıl yol arasın? Şu halde yolda sebeplerin görünmesi lazımdır. 1550
  • Bu sebepler, görüşlere perdedir. Çünkü her göz, onun sanatını görmeye layık değildir.
  • Sebebi yırtacak bir göz gerek ki perdeleri kökünden çekip çıkarsın.
  • Bu suretle de mekansızlık yurdunda sebepleri yaratanı görsün, çalışmayı, kazancı dükkânı saçma ve beyhude saysın.
  • Her hayır ve şer, sebebini yaratandan gelir. Babacığım sebep ve vasıtalar.
  • Bir zamancağız gaflet devri yürüyüp gitsin diye ana yolun üstünde toplanmış bir hayalden başka bir şey değildir. 1555
  • Adem aleyhisselam'ın bedeni, ilk yaratılırken Tanrının Cebrail aleyhisselam'a "Yürü, şu yeryüzünden bir avuç toprak al", bir rivayete göre de "Her yerden avuç avuç toprak al"diye emretmesi
  • Sanat sahibi Tanrı, hayra, şerre uğramak, sınamak üzere Adem’i yaratmak istediği zaman,
  • Özü doğru Cebrail’e “Yürü, yeryüzünden bir avuç toprak ödünç al” buyurdu.
  • Cebrail hizmete bel bağlayıp alemlerin rabbinin emrini yerine getirmek üzere yeryüzüne geldi.
  • O, buyruk kulu, yere el attı. Toprak, kendini çekti, çekindi.
  • Dile gelip yalvarmaya, tek yaratıcı hürmetine beni bırak, yürü git, canımı bağışla. O yürük atinin yularını çek benden. 1560
  • Benden yaratılacak insan, tekliflere uğrayacak, tehlikelere düşecek.
  • Tanrı hakkı için beni bırak, alma.
  • Tanrı seni seçti, Levih’teki bilgiyi sana gösterdi. O lütuf hakkı için vazgeç benden.
  • Tanrı ihsanı ile meleklere hoca oldun. Daima Tanrı ile konuşmadasın.
  • Peygamberlerin de elçisi olacaksın. Sen vahiy canının hayatısın bedeni değil. 1565
  • İsrafil bedenlere can verir, sen cana can verirsin. O yüzden İsrafil’den üstünsün.
  • O, sur’u üfürür, bedenlere can gelir. Senin nefesin mücerret gönüllere can bağışlar.
  • Bedendeki canın canı, gönlün diriliğidir. Şu halde senin ihsanın, İsrafil’in ihsanından üstündür.
  • Sonra Mikâil bedenlere fizik verir. Senin çalışmansa aydın gönlü rızıklandırır.
  • O kile vergisiyle eteğini doldurmuştur. Senin rızkınsa kileye sığmaz. 1570
  • Kahır ve şiddet sahibi Azrail’den de üstünsün. Rahmetin, gazaptan fazla ve üstün olduğu gibi.
  • Arşı bu dördü taşırlar. Sen bunların padişahısın. Hakikatte uyanıklık bakımından dördünün en yücesi en üstünüsün.
  • Mahşer günü görürsün ki arşı sekiz melek taşır. O zaman sekizinin en üstünü yine sen olacaksın demeye başladı.
  • Bu çeşit sayıp dökmeye, ağlayıp yalvarmaya koyuldu. Çünkü o, bundaki maksadın ne olduğunu anlamış, bundan bir koku almıştı.
  • Cebrail utanç madeniydi. O antlar, yolunu bağladı. 1575
  • Yer, pek çok yalvardığı, antlar, yeminler verdiği için geri döndü, dedi ki: Ey kulların rabbi!
  • Ben senin işinde serseri değildim. Fakat aramızda geçen şeyleri, söylenen sözleri sen daha iyi bilirsin.
  • Adlarından bir adı andı ki ey her şeyi gören Tanrı, o adın korkusundan yedi gökte dönmesini terk eder durur.
  • Utandım adından sıkıldım. Yoksa bir avuç toprak getirmek kolay bir şey.
  • Sen meleklere öyle bir kuvvet vermişsin ki bu gökleri bile yırtarlar. 1580
  • Tanrının; insanların babası ve Tanrı halifesi olan ,melekler tarafından secde edilen ve onlara hocalık eden Adem aleyhisselam'ın mübarek bedenini yoğurmak üzere bir avuç toprak alması için Mikail aleyhisselam'ı yeryüzüne göndermesi.
  • Tanrı, Mikail’e “Sen yeryüzüne in de ondan aslan gibi bir avuç toprak kapıver” dedi.
  • Mikail yeryüzüne gelip ondan bir avuç toprak kapacağı zaman,
  • Yeryüzü titredi, ağlamaya, yalvarmaya, gözyaşları dökmeye başladı.
  • Gönlü yanarak yalvardı, kanlı gözyaşı dökerek ant verdi, dedi ki:
  • Lütuf sahibi eşsiz Tanrı hakkı için ki seni, Arsı taşıyan ulu melekler arasına kattı. 1585
  • Aleme Rızk veren kilelerin memurusun, lütuf ve ihsan susuzlarına avuç,avuç su verirsin.
  • Çünkü Mikail sözü kileden üremedir. Mikail fizik veren kilecidir.
  • Bana aman ver, azat et beni. Bak kanlı gözyaşlarına bulandım da seninle öyle konuşuyorum.
  • Melek, Tanrı merhametinin madenidir. Dedi ki: Şimdi ben şu yaranın üstüne nasıl tuz ekeyim?