English    Türkçe    فارسی   

5
1997-2046

  • Ben onu sınasam, Sınama yüzünden ona yüzlerce kılıç vursam yine o merhametli sevgilinin sevgisi eksilmez.
  • Bilir ki o kılıcı kendime vuruyorum. Çünkü ben oyum hakikatte o da ben.
  • Niyaz, nazın zahiren zıddıdır, fakat hakikatte aşıkla maşuk, görünüşte zıt olmakla beraber birdir. Nitekim aynanın sureti yoktur, suretsizlik de suretin zıddıdır. Fakat aynayla suret arasında hakikatte birlik vardır. Bunu anlatmak uzun sürer. Aklı olana bir işaret yeter.
  • Ayrılık derdinden Mecnun, ansızın hastalandı.
  • İştiyak aleviyle kanı kaynadı, nihayet boğaz illetine tutuldu. 2000
  • Tedavi için hekim geldi. Gördü ki damarını yarmak ve kan almaktan başka çare yok.
  • Kanı defetmek için hacamat lazım dedi. Çağırdılar hünerli bir hacamatçı geldi.
  • Kolunu bağladı, sis olan yeri deşeceği sırada o huyu, aşktan ibaret olan aşık, bir nara attı.
  • Dedi ki: Paranı al git, hacamat etme. Ölürsem öleyim, bu köhnemiş beden bırak ölsün!
  • Hacamatçı dedi ki: Bundan ne korkuyorsun sen kükremiş aslandan bile korkmazsın. 2005
  • Geceleyin aslan, kurt, ayı, yaban sığırı gibi hayvanlarla bütün yırtıcı hayvanat, saf,saf çevrene toplanırlar.
  • Onlar sende aşk ve vecitten başka hiçbir şey görmezler. Senden insan kokusu almazlar.
  • Kurt, ayı ve aslan bile aşk nedir, biliyor. Artık aşktan kör olan kişi köpekten de aşağıdır.
  • Köpekte aşk damarı olmasaydı Ashabı kehf’in köpeği, kala erbabını arar mıydı hiç?
  • Şöhret olmamıştır ama alemde onun cinsinden çok köpekler vardır. 2010
  • Sense kendi cinsinden olandan bile bir koku almadın. Artık kurtla koyundan aşk kokusunu nereden alacaksın?
  • Aşk olmasaydı, varlık nereden olurdu? Ekmek nasıl olur da gelir senin vücuduna katılırdı?
  • Ekmek varlığa katıldı neden? aşktan, istekten. Yoksa ekmeğin can olmasına yol var mi?
  • Aşk,ölü olan ekmeği can haline getirmede, fani olan cani ebedileştirmede.
  • Mecnun dedi ki: Ben yaradan korkmuyorum. Sabrım, taştan yapılma dağlardan da fazladır. 2015
  • Yarasız durmaya hayatta tahammülüm yok. Yaralara aşığım, onlara koşa,koşa giderim.
  • Fakat vücudum Leyla ile doludur. Bu sedef o incinin sıfatları ile dolmuştur.
  • Ey hacamatçı, korkarım beni hacamat ederken Leyla’yı yaralarsın.
  • Gönlü aydın olan akıllı kişi, bilir ki benimle Leyla arasında bir fark yok.
  • Bir sevgili aşıkına sordu: Beni mi çok seversin, kendini mi? Aşık dedi ki: Ben kendimden ölmüş, kurtulmuş, seninle dirilmişim. Kendi varlığımdan, kendi sıfatlarımdan yok olmuşum, seninle var olmuşum. İlmimi unutmuşum, senin bilginle bilgi sahibi olmuşum. Kudretimi hatırdan çıkarmışım, senin kudretinle kudretlenmişim. Kendimi seversem seni sevmiş olurum, seni seversem kendimi sevmiş olurum. "Kimde yakın aynası varsa kendini görmüş olsa bile hakikatte Tanrıyı görmüş olur." "Sıfatlarıma bürünüp halka görün, seni gören beni görür, sana kaideden bana kasteder. " İşte bu, hep böyle gider.
  • Bir sevgili aşkını sınamak istedi de bir seher çağı dedi ki: Ey falan oğlu falan, 2020
  • Ey dertlere uğramış aşık, beni mi daha çok seversin kendini mi? doğru söyle.
  • Aşık dedi ki: Ben, sende öyle bir fani olmuşum ki tependen tırnağa kadar seninle doluyum.
  • Varlığımdan bir addan başka bir şey kalmadı. Ey güzelim, vücudumda senden başka bir varlık yok.
  • Bu sebeple sirke bal denizinde nasıl yok olursa ben de sende öyle yok oldum.
  • Hani taş halis laal haline gelir, güneşin sıfatları ile dolar ya, 2025
  • Artık onda taşlık kalmaz. Onun önü de güneşin sıfatıyla dolar, ardı da.
  • Ondan sonra kendini severse o güneşi sevmektir civanım.
  • O, canla başla güneşi sever yine şüphe yok ki kendisini sevmiş olur.
  • Halis laal, ister kendisini sevsin, ister güneşi.
  • Bu iki sevgide zaten fark yoktur. Her iki tarafta da doğu ışığından başka bir şey yoktur ki. 2030
  • Fakat taş laal olmadıkça kendisine düşmandır. Çünkü orada bir varlık değil, iki varlık vardır.
  • Çünkü taş karanlıktır, gündüz bile kördür. Karanlıksa hakikatte nurun zıddıdır.
  • O, kendisini sever, kafirdir. Çünkü, büyük Güneşi men eder durur.
  • Şu halde taşın “ben” demesi yaraşır bir şey değil. O, daima karanlıktadır, yokluktadır.
  • Firavun ben Tanrıyım dedi alçaldı. Mahsur Ben Hakkım dedi kurtuldu. 2035
  • O “Benim” deyisin ardından hemen Tanrı laneti ulaştı. Fakat ey seven kişi, bu“Benim” deyişin ardından hemen Tanrı rahmeti ulaştı.
  • Çünkü, o kara taştı, bu akik. O, nura düşmandı bu aşık.
  • Bu “Benim” demek, a boşboğaz, hakikatte “Odur” demektir. Fakat iki nurun birleşmesi gibi de değil, bir şeyin bir şeye sızması gibi de değil.
  • Çalış da taşlığın azalsın, laal ol da taşın nurlansın.
  • Savaşta, zahmet çekmede sabırlı ol da anbean yoklukta varlık bul. 2040
  • Sende her zaman taşlık sıfatı azalsın, laal sıfatı kuvvetlensin.
  • Bedenden varlık sıfatı gitsin, başındaki sarhoşluk çoğalsın.
  • Kulak gibi tamamı ile kulak ol da sana laal küpe takılsın.
  • Kuyu kazan adam gibi sen de adamsan su bedenin kuyusunu kaz da suya ulaş.
  • Fakat duru suyun rabbinden bir cezbe gelirse kuyu kazmadan da su, yerden fışkırır. 2045
  • Yalnız sen buna kulak asma da kazmaya savaş. Yavaş,yavaş kuyunun toprağını deş derinleştir.