English    Türkçe    فارسی   

5
2609-2658

  • Baş aşağı havuza yuvarlamak için filân yerde bir havuz var, dereler akıyor der durur.
  • Vahye nail olan, gözü açık bulunan Âdem'i bile o melun, kötülüğe, şerre düşürdü. 2610
  • Âdem'in geçmişte bir suçu yoktu, ona bir zarar vermemişti, bir haksızlıkta bulunmamıştı.
  • Tilki dedi ki: O bir büyü, bir tılsımdı, senin gözüne aslan göründü.
  • Yoksa ben, beden bakımından senden zayıfım, öyle olduğu halde gece gündüz orada otlamaktayım..
  • O çeşit bir tılsım yapmasalar da her obur, doğru oraya koşardı.
  • Fillerle, ejderhalarla dolu aç bir dünya durup dururken hiç tılsım olmadıkça yazı, öyle yemyeşil durur mu? 2615
  • Ben, öyle korkunç bir şey görürsen sakın korkma diyecektim ama,
  • Gönlüm, haline yandı, o derde daldım da aklımdan çıktı.
  • Seni köpek gibi acıkmış, perişan bir hakle görünce koşa koşa gelsin diye seğirttim.
  • Yoksa sana tılsımı anlatacak, sana bir hayal görünür ama aslı yoktur diyecektim.
  • Eşeğin tilkiye cevabı
  • Eşek dedi ki: Hadi ey düşman, çekil önümden, çekil de çirkin suratını görmeyeyim. 2620
  • Seni kötü talihli bir hale getiren Tanrı, çirkin suratını da kerih ve pek berbat bir hale soktu.
  • Bana hangi suratla geliyorsun? Gergedanın yüzü bile bu kadar kalın derili değildir.
  • Seni çayıra götüreyim diye apaçık canıma kastettin.
  • Azrail'i gözlerimle gördüm. Sonra da yine bana düzen kurmaya, beni kandırmaya savaşıyorsun ha!
  • Ben ister eşek olayım, ister eşeklerin kusuru. Nihayet benim de canım var. Bunu nasıl feda edebilirim? 2625
  • O gördüğüm amansız korkuyu çocuk görseydi derhal kocalırdı.
  • O korkudan, o heybetten kendimi cansız, gönülsüz bir halde dağdan baş aşağı attım.
  • O perdesiz azabı görür görmez ayağım, kakıldı kaldı.
  • Tanrıya ahdettim. Yarabbi dedim, ayağımdaki şu bağı çöz.
  • Bundan böyle kimsenin vesvesesine kanmayayım, ey lûtuflar sahibi Tanrı, ey yardımcım, ahtım olsun, nezrim olsun! 2630
  • Tanrı, o anda ayağımın bağını çözdü. O dua ve sızlanma, o niyaz yüzünden ayağım çözüldü.
  • Yoksa o erkek aslan bana yetişseydi halim ne olurdu? Aslanın pençesi altında eşek ne hale gelir?
  • Yine o aç aslan hileyle seni bana yolladı değil mi a kötü arkadaş?
  • Herkesin, kendisine muhtaç olduğu ihtiyacı bulunmayan pâk Tann'nın zatına and olsun ki kötü yılan bile kötü arkadaştan yeğdir.
  • Çünkü kötü yılan, insanın yalnız canını alır. Kötü arkadaşsa insanı cehenneme sürer, orasını adama durak eder. 2635
  • İnsanın, düşüp kalktığı adamla konuşa görüşe, huyiyle huylanır. Gönül arkadaşının huyunu kapar.
  • O sana gölge saldı mı mayasız olduğu için senin mayanı çalar.
  • Aklın, sarhoş bir ejderha bile olsa kötü arkadaş, bil ki zümrüttür.
  • Aklının gözünü çıkarır, kör eder. Onun kınaması, seni taunun eline teslim eder.
  • Tilkinin eşeğe cevap vermesi
  • Tilki dedi ki: Bizim safımızda tortu yoktur. Fakat vehme gelen hayallerde, küçümsenecek şeyler değildir. 2640
  • Ey sâf ve bön adam, bütün bunlar, senin vehmindir. Yoksa sana karşı hiçbir gıllügişim yok.
  • Kötü hayaline kapılıp bana bakma. Dostlara karşı neden kötü zanda bulunuyorsun?
  • Sâf kardeşler hakkında iki zanda bulun. Zahiren onlardan cefa bile görsen haklarında kötü düşünceye kapılma.
  • Bu kötü hayal, bu kötü zan, meydana çıktı mı yüz binlerce dostu birbirinden ayırır.
  • Seni esirgeyen biri, sana cevreder, seni sınarsa hakkında kötü zanna düşmemek gerektir. Akıl kârı budur. 2645
  • Hele ben hiç kötü değilim. Adım kötüye çıkmış ama aldırma. O gördüğüm aslan değildi, tılsımdı.
  • O uğradığın şey kötü bile olduysa yine dostlar, o hatayı affederler.
  • Vehim ve tamahla korku âlemi, yolcuya pek büyük bir settir.
  • Bu nakışlar, bu hayal suretleri, dağ gibi Halil'e bile zarar verdi.
  • Cömert İbrahim bile vehim âlemine düşünce : "Bu, benim rabbimdir" dedi. 2650
  • Tevil incisini delen o zat, yıldızı görünce böyle dedi işte.
  • Gözleri bağlayan vehim ve hayal âlemi, öyle bir dağı bile yerinden oynattı.
  • O bile "Bu, benim rabbimdir" dedi. Artık, eşeği ne hale kor, bir düşün!
  • Dağ gibi akıllar bile vehim deniziyle hayal girdabına gark olur.
  • Bu kötülük tufanı, dağlan bile aşarken Nuh gemisine binenlerden başka kim aman bulur? 2655
  • Yakîn yolunun bekçisi olan bu hayal yüzünden din ehli, tam yetmiş iki fırka oldu.
  • Yalnız yakîn eri, vehim ve hayalden kurtulur. Kaşının kılını yeni ay sanmaz.
  • Fakat bir kimseye Ömerin nuru, dayanç olmadıkça onun eğri kaşı yolunu vurur.