English    Türkçe    فارسی   

5
484-533

  • Arap, dün akşamdan artan ekmeğim, azığım. Bedeni kuvvetlendirmek için taşımaktayım dedi.
  • Adam dedi ki: Neden o köpeğe ekmek yemek vermedin? Arap o kadar merhametim yok. 485
  • Yolda parasız ekmek ele geçmez. Fakat gözyaşı bedava dedi.
  • Adam, a havayla dolu kırba, toprak başına! Demek ki sence ekmek, gözyaşından daha iyi ha?
  • Gözyaşı, kandır, dertle su haline gelir. Topraktan meydana gelen ekmek, beyhude kan dökmeye değmez dedi.
  • Arap, iblis gibi bütün vücudunu hor hakir bir hale getirmişti. Bu bütünün parçası, anacak aşağılık ve bayağı bir şeydir.
  • Ben varlığını o ihsan ve cömertlik sahibinden başkasına satmayana kul, köle olayım. 490
  • O ağlarsa gökyüzü de ağlar. O feryat ederse gökyüzü de Yarabbi demeye başlar.
  • Ben o himmet sahibi bakıra kul, köle olayım ki kimyadan başka bir şeye eğilmez.
  • Dua ederken Allah’ya sınık bir halde el kaldır. Allah’nın merhamet ve ihsanı, sınık kişiye doğru uçar.
  • Bu daracık kuyudan kurtulmak istiyorsan durmadan ateşe yüz çevir kardeş.
  • Allah’nın hilesini gör, kendi hileni bırak. Ey hilesine karşı hilebazların bile utanıp şaşırdıkları Allahm! 495
  • Hilen Allah’nın hilesinde yok oldu mu kendine şaşılacak bu pusu elde edersin.
  • Öyle bir pusu ki onun en aşağı vasfı, ebediliktir. Oradan ebedi bir surette boyuna yücelir ağarsın.
  • İnsana kendini görüp beğenen kendi gözünden daha tehlikeli hiçbir kötü göz olamaz. Ancak gözü, Allah’nın nuru ile değişmiş ve “Benimle duyar, benimle görür” sırrına ermiş, varlığı, varlıksız bir hale gelmişse o başka
  • Tavus kuşu gibi kanadına bakma, ayağını gör ki kötü göz, sana bir pusu kurmasın.
  • Dağ bile kötülerin nazarıyla yerinden oynar. Kuran’da “Yüzlikunneke”yi oku da anla.
  • Dağ gibi Ahmet bile yolda çamur ve yağmur yokken nazara uğradı da ayağı titremeye başladı. 500
  • Bu duraklama, sürçme, bu ayak titremesi de ne? Bu işin boş olmasına imkan yok diye hayrette kaldı.
  • Nihayet ayet geldi de, o hal sana kötü gözden erişti diye hikmetini bildirdi.
  • Allah eğer senden başka biri olsaydı derhal yok olur, o nazara avlanır erir giderdi.
  • Fakat benim korumam, eteğini çemreyip geldi de kurtuldun, yalnız bu titreyişin, bu sürçmen, bu sırrı sana bildirmek içindi dedi.
  • İbret al da o dağ gibi olan Peygambere bak... Ondan sonra a saman çöpünden aşağı olan adam, hünerini malını arz etme! 505
  • ”Az kaldı kafirler, gözleriyle seni yere düşüreceklerdi” ayetinin tefsiri
  • Ey Allah peygamberi, o mecliste öyle adamlar vardır ki herkesin kuşlarına bile nazar değdirir, onları bile öldürürler.
  • Nazarlarından kükreyen aslanın bile kellesi yarılır, inlemeye başlar.
  • Güçlü deveye nazarı ile ölüm değdirir, sonra arkasından köleyi,
  • Yürü bu devenin yağından satın al diye yollar. Köle deveyi sakatlanmış görür.
  • Atla beraber koşan o deve sakatlanmış başı kesilmiştir. 510
  • Şüphe yok ki hasetle, kötü gözle feleğin dönüşünü, yürüyüşünü bile başka bir tarzda döndürürler.
  • Su gizlidir, fakat dolap meydanda. Fakat su esasen dönüp yürümededir.
  • Kötü gözün ilacı iyi gözdür. İyi göz, kötü gözü ayağının altına alır, yok eder.
  • İlerisi gidiş, rahmetin sıfatıdır, iyi göz de rahmettendir. Halbuki kötü göz, kahır ve lanetten meydana gelmedir.
  • Allah’nın rahmeti gazabından üstündür. Bunun içindir ki her peygamber, kendi zıddına üst olmuş onu mat etmiştir. 515
  • Çünkü, peygamber rahmetin neticesidir. Zıddı ise kötü yüzlüdür, kahır neticesidir.
  • Kazın hırsı birdir. Bunun hırsıysa tam elli kat fazladır. Şehvet hırsı yılandır, mevki hırsı ejderha.
  • Kaz hırsı, boğaz ve cima şehvetinden meydana gelir. Fakat baş olma hırsında bu şehvetlerin tam yirmi tanesi toplanmıştır.
  • Mevki sahibi, mevkii yüzünden Allahlıktan dem vurur. Allah ile ortak olmayı tamah eder, nasıl af edilebilir?
  • Adem’in işlediği küçücük kusur karın ve cima yüzünden oldu. Fakat iblisin suçu ululuktan ve mevki yüzündendi. 520
  • Hasılı Adem çabucak tövbe etti, halbuki o melun, tövbe etmeye tenezzül etmedi.
  • Boğaz ve cima hırsı da kötüdür. Fakat mevki hırsı olmadıkça yine de sınıklıdır.
  • Bu mevki hırsının kökünü dalını söylemeye kalkışırsam bir başka cilt lazımdır.
  • Arap serkeş ata Şeytan dedi, yazıda yayılan ata değil.
  • Şeytanlık lügatta baş çekmedir. Bu sıfat lanete layıktır. 525
  • Bir sofranın çevresine yüz tane adam oturur, yer. Fakat baş olmak isteyen iki adam dünyaya sığamaz.
  • O, dünya yüzünde bunun bulunmasını istemez. Hatta padişah padişahlığıma ortak olur diye babasını bile öldürür.
  • Duymuşsundur ya saltanat kısırdır derler. Padişahlık davasında olan, korkusundan akrabalığı filan hep keser, hepsinden vazgeçer.
  • Çünkü, saltanat kısırdır, onun oğlu yoktur. Ateş gibi kimseyle dostluğu olamaz.
  • Kimi bulursa yakar, yırtar. Kimseyi bulamazsa kendi kendisini yer. 530
  • Hiç ol da onun dişinden kurtul. O katı yürekliden merhameti az um!
  • Hiç oldun mu o katı yürekliden korkma. Her sabah mutlak yokluktan ders al.
  • Ululuk, ululuk ıssı Allah’nın elbisesidir. Kim onu giymeye kalkışırsa vebale girer.