Ömrün âlemde Hızır gibi uzasın, canlara can katsın, düşkünlerin ellerini tutsun, daimî olsun.
باد عمرت در جهان همچون خضر ** جانفزا و دستگیر و مستمر
İlyas ve Hızır gibi dünyalar durdukça dur da yeryüzü, lütfunla gökyüzü haline gelsin.
چون خضر و الیاس مانی در جهان ** تا زمین گردد ز لطفت آسمان
Kötü gözlülerin şatafatı, nazarı olmasaydı lütfunun yüzde birini söylerdim.
گفتمی از لطف تو جزوی ز صد ** گر نبودی طمطراق چشم بد
Fakat nefesi zehirli kem gözlerden ben ne can üzen zahımlar yedim.190
لیک از چشم بد زهراب دم ** زخمهای روحفرسا خوردهام
Onun için senin halini, ancak başkalarının hallerini anarak remiz ve kinayeyle söylerim.
جز به رمز ذکر حال دیگران ** شرح حالت مینیارم در بیان
Bu bahanede, gönlüne ait bir hiledir ki gönlün ayakları, o yüzden, toprağa kakılmış kalmıştır.
این بهانه هم ز دستان دلیست ** که ازو پاهای دل اندر گلیست
Yüzlerce gönül ve can, yaratıcı Allah’ya âşık olmuştur da onlara ya kem göz mâni olmuştur, ya kötü kulak.
صد دل و جان عاشق صانع شده ** چشم بد یا گوش بد مانع شده
Bunların bir tanesi de Peygamber’in amcası. Arapların kınaması, ona pek korkunç göründü.
خود یکی بوطالب آن عم رسول ** مینمودش شنعهی عربان مهول
Arap, kendi çocuğuna uydu da, güvenilir dininden döndü, derlerse, ne derim?, dedi.195
که چه گویندم عرب کز طفل خود ** او بگردانید دیدن معتمد
Peygamber, amca, dedi, bir kere şahadet getir de senin için Allah’ya şefaat edeyim.
گفتش ای عم یک شهادت تو بگو ** تا کنم با حق خصومت بهر تو
Ebutalip, doğru ama duyulur, yayılır, herkes duyar. İki kişiyi aşan her sır yayılır, otuz iki dişten otuz iki orduya duyulur.
گفت لیکن فاش گردد ازسماع ** کل سر جاوز الاثنین شاع
Bu Arapların diline düşerim. Onların yanında bu yüzden hor hakîr olurum, dedi.
من بمانم در زبان این عرب ** پش ایشان خوار گردم زین سبب
Fakat Allah’nın ezelî lütfu olsaydı Allah çekişiyle beraber bu kötü gönüllülük olur muydu hiç?...
لیک گر بودیش لطف ما سبق ** کی بدی این بددلی با جذب حق
Ey düşkünlere yardım eden Allah, medet! Medet bu iki taraflı dileklerden!200
الغیاث ای تو غیاث المستغیث ** زین دو شاخهی اختیارات خبیث
Ben, gönlün hilesinden, düzeninden öyle perişan bir hale geldim ki feryada bile kudretim kalmadı.
من ز دستان و ز مکر دل چنان ** مات گشتم که بماندم از فغان
Ben kim oluyorum? Gökyüzü bile yüzlerce işiyle, gücü ile, iktidarı ile, yüzlerce debdebe ve tantanası ile beraber bu pusudan, bu dileğe uyma yüzünden feryada geldi.
من که باشم چرخ با صد کار و بار ** زین کمین فریاد کرد از اختیار
Ey kerem sahibi, ey hilim sahibi, bu iki taraflı dilekten sen bana aman ver.
که ای خداوند کریم و بردبار ** ده امانم زین دو شاخهی اختیار
Ey kerem sahibi, doğru yolun bir taraflı çekişi, iki yol arasında tereddüde düşmekten hayırlıdır.
جذب یک راههی صراط المستقیم ** به ز دو راه تردد ای کریم
Bu iki yoldan da maksat sensin ama bu ikilikten adama âdeta can çekişmesi gelir.205
زین دو ره گرچه همه مقصد توی ** لیک خود جان کندن آمد این دوی
Bu iki yolla da sana gelmeye azmedilir ama savaş, asla neşe meclisine benzemez, dedi.
زین دو ره گرچه به جز تو عزم نیست ** لیک هرگز رزم همچون بزم نیست
Bunu, Kuran’daki “Göklerle yeryüzü Allah emanetini kabul etmekten korktular, çekindiler” âyetini oku da Allah’dan duy.
در نبی بشنو بیانش از خدا ** آیت اشفقن ان یحملنها
Bu ikilikte kalış, acaba şu mu iyidir, hayırlıdır, yoksa o mu, diye tereddüde düşüş, gönülde bir savaş gibidir.
این تردد هست در دل چون وغا ** کین بود به یا که آن حال مرا
Tereddütte de bütün kudretleriyle korku ve ümit birbirine saldırır.
در تردد میزند بر همدگر ** خوف و اومید بهی در کر و فر
Dileğiyle bir yolu seçme ve bu seçişin sebeplerini sınamadan Allah’ya sığınma ve münacat.Göklerle yerler de bu ihtiyara sahip oluştan ve sebeplerinden ürktüler,korktular.Halbuki insan,yaratılışından ihtiyarı ve ihtiyarının sebeplerini dilemeye haristir. Nitekim insan ,hastalandı mı ihtiyarını az görür de ihtiyar sahibi oluşa sebep bulunan iyiliğini ister, bu suretle ve mevki sahibi olmakla ihtiyarının çoğalmasını diler . Eski milletlerde de Allah kahrının inmesine sebep , ihtiyarın ve sebeplerinin çokluğu idi.Firavun’u hiç kimse asla yoksul görmedi.
مناجات و پناه جستن به حق از فتنهی اختیار و از فتنهی اسباب اختیار کی سماوات و ارضین از اختیار و اسباب اختیار شکوهیدند و ترسیدند و خلقت آدمی مولع افتاد بر طلب اختیار و اسباب اختیار خویش چنانک بیمار باشد خود را اختیار کم بیند صحت خواهد کی سبب اختیارست تا اختیارش بیفزاید و منصب خواهد تا اختیارش بیفزاید و مهبط قهر حق در امم ماضیه فرط اختیار و اسباب اختیار بوده است هرگز فرعون بینوا کس ندیده است
Ey yüce Allah, önce bendeki bu çekiliş ve yükselip geliş senden meydana geldi, yoksa bu deniz, sakindi Yarabbi.210
اولم این جزر و مد از تو رسید ** ورنه ساکن بود این بحر ای مجید
Bana bu tereddüdü, o makamdan verdin, kereminle yine beni tereddütsüz bir hale getir.
هم از آنجا کین تردد دادیم ** بیتردد کن مرا هم از کرم
Medet ey feryada yetişen Allahm, sen beni dertlere müptelâ etmektesin. Senin verdiğin dertlerle erler bile kadınlara döner.
ابتلاام میکنی آه الغیاث ** ای ذکور از ابتلاات چون اناث
Bu derde uğratış niceye dek, yapma Yarabbi. Bana bir yol bağışla, on yol verme bana.
تا بکی این ابتلا یا رب مکن ** مذهبیام بخش و دهمذهب مکن
Sırtı yaralı arık bir deveyim; sırtımda bir semere benzeyen ihtiyar yüzünden sırtım yaralandı.
اشتریام لاغری و پشت ریش ** ز اختیار همچو پالانشکل خویش
Arkamdaki bu mahfe, gâh ağır gelip beni bu yana çekmede, gâh öbür tarafa yanlayıp beni o yana sürüklemede.215
این کژاوه گه شود این سو گران ** آن کژاوه گه شود آن سو کشان
Bu uygunsuz yükü sırtımdan al da iyi kişilerin bahçelerini göreyim.
بفکن از من حمل ناهموار را ** تا ببینم روضهی ابرار را
Uyanık olarak değil de Ashabı Kehf gibi uykuda olarak cömertlik bahçesinde yayılayım.
همچو آن اصحاب کهف از باغ جود ** میچرم ایقاظ نی بل هم رقود
Sağıma, soluma yatıp uyuyayım, fakat ancak top gibi ihtiyarsız olarak yuvarlanayım.
خفته باشم بر یمین یا بر یسار ** برنگردم جز چو گو بیاختیار
Ey din Allahsı, sağıma da dönersem senin döndürmenle döneyim, soluma da dönersem senin döndürmenle.
هم به تقلیب تو تا ذات الیمین ** یا سوی ذات الشمال ای رب دین
Yüz binlerce yıllardır havadaki zerreler gibi ihtiyarsızdım.220
صد هزاران سال بودم در مطار ** همچو ذرات هوا بیاختیار
O zamanı ve o hali unuttum ama uykuda bu âlemden göçüp gitmem, bana o âlemden bir armağan.
گر فراموشم شدست آن وقت و حال ** یادگارم هست در خواب ارتحال
Uyku zamanı bu dört unsur çarmıhından kurtulur, şu daracık yurttan can yaylasına sıçrar, çıkarım.
میرهم زین چارمیخ چارشاخ ** میجهم در مسرح جان زین مناخ
Uyku dadısından o geçmiş günlerin sütünü içerim ey bir şeye ihtiyacı olmayan ve herkes kendisine muhtaç olan Allah.
شیر آن ایام ماضیهای خود ** میچشم از دایهی خواب ای صمد
Bütün âlem, kendi ihtiyarından, kendi varlığından sarhoşluk âlemine kaçmaktadır.
جمله عالم ز اختیار و هست خود ** میگریزد در سر سرمست خود
Bu suretle herkes, şarap, çalgı gibi şeylere düşer de kendi aklından bir an olsun kurtulmaya çalışır.225
تا دمی از هوشیاری وا رهند ** ننگ خمر و زمر بر خود مینهند
Herkes bilir ki bu varlık tuzaktır. İnsanın kendi ihtiyarı ile bir şeyi düşünmesi, bir şeyi anması cehennemdir âdeta.
جمله دانسته کای این هستی فخ است ** فکر و ذکر اختیاری دوزخ است
Onun için herkes varlığından, kendiliğinden geçme âlemine, yahut sarhoşluğa kaçar, yahut da bir işe koyulup kendini unutur.
میگریزند از خودی در بیخودی ** یا به مستی یا به شغل ای مهتدی
Fakat yine bu âlemden kendini çeker, varlık âlemine gelirsin. Çünkü o kendini unutma âlemine Allah fermanı olmadan gitmiştik.
نفس را زان نیستی وا میکشی ** زانک بیفرمان شد اندر بیهشی
Ne cin, zaman kaydının hapsinden kurtulabilir, ne insan.
لیس للجن و لا للانس ان ** ینفذوا من حبس اقطار الزمن
Yüce göklere çıkmak, ancak doğru yolu bulma kuvvetiyle olabilir.230
لا نفوذ الا بسلطان الهدی ** من تجاویف السموات العلی
İnsan, doğru yolu ancak Allah’dan çekinen kulun ruhunu, göklerden şeytanları kovan şahaplardan koruyan kuvvetle bulabilir.
لا هدی الا بسلطان یقی ** من حراس الشهب روح المتقی
Yok olmadıkça hiç kimseye ululuk tapısına varmaya yol yoktur.
هیچ کس را تا نگردد او فنا ** نیست ره در بارگاه کبریا
Göklere yücelme nedir? Şu yokluk. Âşıkların yolu da yokluktur, dini de.
چیست معراج فلک این نیستی ** عاشقان را مذهب و دین نیستی
Aşk yolunda yalvarma bakımından pöstekiyle çarık, Eyaz’a mihrap olmuştur.
پوستین و چارق آمد از نیاز ** در طریق عشق محراب ایاز
Gerçi onu padişah severdi.. İçi de güzeldi, dışı da.235
گرچه او خود شاه را محبوب بود ** ظاهر و باطن لطیف و خوب بود
Fakat kendisi de kibirsiz riyasız, kinsiz bir hale gelmişti. Yüzü, padişahın güzelliğine bir anda kesilmişti.
گشته بیکبر و ریا و کینهای ** حسن سلطان را رخش آیینهای