English    Türkçe    فارسی   

6
2451-2500

  • Hiçbir kâfiri hor görmeyin. Müslüman olarak ölebilir olur ya.
  • Ömrünün sonundan ne haberin var ki ondan tamamı ile yüzünü çeviriyorsun.
  • Ondan sonra Hıristiyan söze geldi. Dedi ki: Rüyada Mesih göründü..
  • Onunla dördüncü kat göğe âlemin güneşinin bulunduğu durağa çıktım.
  • Gök kalelerinin şaşılacak şeylerini gördüm. Bu âlemdeki alâmetlere hiç benzemiyorlardı. 2455
  • Oğulların gökçeği, herkes bilir ki gökyüzünün hüneri, elbette yeryüzünden üstündür.
  • Öküz, deve ve koç, yolda bir deste ot buldular. Her biri ben yiyeceğim dedi.
  • Bir deve, bir öküz ve bir koç, yolda giderlerken bir bağ ot buldular.
  • Koç dedi ki: Bunu paylaşırsak hiç birimiz doymayacağız.
  • Fakat kimin ömrü daha artıksa bu otu o yesin.
  • Yaşlılara hürmet Mustafa’nın sünnetlerindendir çünkü. 2460
  • Aşağılık kişilerin hükmettiği bu devirde ise halk, yaşlıları iki yerde öne geçirirler.
  • Ya ateş gibi sıcak yemeğe buyur derler, yahut bakımsızlıktan yıkılacak dereceye gelen köprüde ileri sürerler.
  • Aşağılık kişiler kötü bir maksatları olmadıkça bir şeyhi, bir büyüğü, bir kılavuzu ağırlamazlar.
  • Onların hayırları budur, artık kötülüklerini var sen kıyas et.
  • Örnek
  • Bir padişah camiye gidiyordu. Yaverleri, sopalı memurları, halkı dövmedeydi. 2465
  • Sopalı damlar, birinin başını yarıyor, öbürünün gömleğini yırtıyor, padişaha yol açıyorlardı.
  • O arada bir yoksul da yasakçılardan suçsuz olarak on sopa yedi.
  • Kanlar içinde kaldı. Padişaha yüz dönüp dedi ki: Şu apaçık zulme bak, gizlisini ne soruyorsun?
  • Camiye gidiyorsun gûya. Hayrın buysa şerrin ve kötülüğün nedir ey azgın?
  • Bir pîr, aşağılık bir adamdan bir tek selâm işitmez ki nihayet ondan bir hayli derde uğramasın. 2470
  • Böyle bir kötü kişinin veliye musallat olmasındansa kurdun musallat olması daha iyidir.
  • Kurt, çok zâlimdir ama hiç olmazsa hilesi, düzeni yoktur.
  • Hilesi, aklı fikri olsa hiç tuzağa düşer mi? Hile insandadır tamamı ile.
  • Koç, öküzle deveye arkadaşlar dedi, mademki böyle bir ota rastladık.
  • Hadi bakalım her biriniz ömrünüzün başlangıcını söyleyin. Kim daha yaşlı anlaşılsın,öbürleri de sussun. 2475
  • Benim vücuda gelişim, İsmail’in koçu ile başlar. O vakitten beri varım ben.
  • Öküz, ben dedi, Âdem peygamber, bir öküzle çift sürüyordu ya, işte o vakit küçücüktüm.
  • Halkın atası Âdem’in yeryüzünde çift sürdüğü öküzle eşim ben.
  • Deve, öküzle koçtan bu sözleri duyunca çok şaşırdı. Başını indirip otu aldı.
  • Havaya kaldırdı. Hiçbir söz söylemeden o esrik deve,otu yedi, sonra dedi kİ: 2480
  • Benim için doğum tarihine zaten hacet yok. Bende bu çeşit gövde ve bu uzun boy varken buna ne hacet?
  • Yavrum, herkes bilir ki ben, sizden küçük değilim.
  • Akıl, fikir sahipleri, bilirler ki yaratılışım sizden üstündür.
  • Hıristiyan da, hepiniz bilirsiniz ki dedi bu yüce gök, şu eski yeryüzünden yüzlerce defa geniştir.
  • Nerede gökyüzünün acayip genişlikleri, nerede şu yerin köşeleri, bucakları? 2485
  • Müslümanın, arkadaşları olan Yahudi ve Hıristiyana gördüğü rüyayı söylemesi ve onların hayıflanmaları
  • Müslüman, bunu üzerine dedi ki: Dostlar, sultanım Mustafa zuhur etti.
  • Bana dedi ki: Onların birisi Tur’a gitti, Tanrı Kelim’ine arkadaş oldu, aşk tavlası oynamaya girişti.
  • Öbürünü de sahip kıran İsa aldı, dördüncü kat göğe çıkardı.
  • Kalk a arda kalmış zarar görmüş adam! Bari o helva ile yahniyi sen ye.
  • O hünerli, sanatlı kişiler, koştular; devlet ve mevki mektubunu okudular. 2490
  • O iki faziletli er, lûtuf ve ihsanlar buldular, meleklere karıştılar.
  • Ey arda kalmış sâf ve bön! Kalk, sıçra da helva kâsesinin başına otur!
  • Bu sözü duyunca Hıristiyan’la Yahudi a haris dediler, yoksa helvayı yedin mi?
  • Müslüman, “O emrine itaat edilen padişah, emredince ben kimim ki buyruğuna uymayayım?
  • Sen Yahudi’sin Musa’nın emrinden baş çekebilir misin? Seni iyi ve kötü bir şeye koşsa emrinden nasıl olur da dışarı çıkabilirsin? 2495
  • Sen de Mesih’e tâbisin, hayır veya şer, herhangi bir işte Mesih’in emrine karşı durabilir misin?
  • E... Artık ben nasıl olur da peygamberlerin övündüğü Peygamberimin emrinden dışarı çıkabilirim? Helvayı yedim tabiî, şimdi de sarhoşum işte!” dedi.
  • Bunun üzerine vallahi dediler, rüya, senin rüyan. Bu gördüğün rüya, bizim yüzlerce rüyamızdan üstün.
  • Ey neşeli zat, senin uykun, uyanıklık. Rüyanın eserini uyanıklıkla bile görüyorsun.
  • Sen de faziletten, yiğitlikten, hünerden geç, iş hizmette ve güzel huydadır. 2500