English    Türkçe    فارسی   

6
383-432

  • Her an kendini görür gözetirsin adaleti de görürsün, yüceliği de ey azgın.
  • Fakat perde ardına girer, gözünü kaparsan senin bu göz yummanla güneş, işinden gücünden kalır mı hiç?
  • Padişahın,Eyaz’ın hareketini beğenmiyen beylere onun yüceliğinin rütbesindeki üstünlüğün, maaşındaki fazlalığın sebeplerini, hiçbir delil getiremiyecekleri, hiçbir itirazda bulunamıyacakları bir tarzda bildirip göstermesi
  • Beyler, hasetten coşunca nihayet padişahı bile kınamaya başlayıp dediler ki: 385
  • Bu senin Eyaz’ında otuz adamın aklı yokken nasıl olur da otuz beyin kaftan parasını yer?
  • Padişah, otuz beyle avlanmak üzere dağlara, ovalara çıktı.
  • Uzaktan bir kervan gördü, beyin birisine git de,
  • Sor bakalım, o kervan hangi şehirden geliyor? dedi.
  • Bey gitti, sorup geldi, dedi ki: Rey’den geliyor.Padişah, peki nereye gidiyormuş? deyince kalakaldı. 390
  • Bir başka beye, git bakalım yüce kişi dedi, sen de nereye gidiyor, şunu anla!
  • O da gidip geldi, Yemen’e gidiyormuş dedi. Padişah yükü neymiş? Deyince o da dinelip kaldı.
  • Padişah, bir başka beye hadi, sen de yükü neymiş, onu öğren dedi.
  • Bey gidip geldi, her cins mal var, fakat çoğu Rey kâseleri deyince,
  • Padişah, Rey’den ne vakit çıkmış? diye sordu. O aklı gevşek bey de âciz kaldı. 395
  • Böylece, otuz hattâ daha fazla beyin hepsi de âciz ve noksan çıktı.
  • Bunun üzerine padişah beylere dedi ki: Ben bir gün tek başıma Eyaz’ımı sınadım.
  • Şu kervan nereden geliyor? Git anla dedim. Gitti, hepsini sorup öğrenmiş.
  • Benim emrim olmadan kervanın bütün ahvalini, olduğu gibi bir bir anlattı.
  • Bu otuz bey, otuz defada ne öğrenebildiyse o, hepsini birden öğrenip geldi. 400
  • Beylerin,bu delili cebrice şüphelerle zayıflarmaya savaşmaları,padişahın onlara verdiği cevap
  • Beyler, bu bir zekâ işi, o da Allah vergisi, çalışmakla olmaz ki.
  • Aya o güzel yüzü Allah vermiş, güle o hoş kokuyu Allah ihsan etmiş dediler.
  • Padişah dedi ki: İnsanın elde ettiği şey zararsa çalışmamasından ileri gelmiştir, kârsa çalışıp çabalamasından.
  • Yoksa Âdem, “Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik” der miydi.
  • Bu suç bahtımdan. Kader böyleymiş,ihtiyatın tedbirin ne faydası var? derdi. 405
  • İblis gibi hani. O da “Sen beni azdırdın. Hem kadehimizi kırıyor, hem de bizi dövüyorsun” demişti ya.
  • Halbuki takdir haktır ama, kulun çalışması da hak. Kendine gel de koca şeytan gibi kör olma.
  • İki iş arasında tereddütte kalıyoruz. Hiç ihtiyarımız olmasa bu tereddüt olur mu?
  • İki eli, iki ayağı bağlı olan adam bunu mu yapsam onu mu, der mi?
  • Denize mi dalsam, yücelere mi uçsam diye hiç tereddüde düşer mi? 410
  • Musul’a mı gitsem, yoksa büyü öğrenmek için Babil’e mi diye düşüncelere kapılır mı?
  • Şu halde tereddüt, bir kudrete delâlet eder. Böyle olmasa tereddüde düşenin bıyığına gülerler.
  • Yiğidim, kadere az bahane bul! Nasıl oluyor da suçunu başkalarına yükletiyorsun?
  • Zeyd, kana girsin, cezasını Amr çeksin... Amr, şarap içsin, Ahmet dayak yesin, bu olur mu?
  • Kendi etrafında dolan, kendi suçunu gör. Hareketi güneşten bil, gölgeden bilme. 415
  • Bir beyin bile ceza vermesi yanlış olmuyor, o gözü açık er, düşmanı biliyor.
  • Bal şerbeti içersen başkasına humma gelmiyor. Gündüzün çalışıyorsun, akşamleyin ücretini başkası almıyor.
  • Neye çalıştın da zararını, faydasını görmedin? Ne ektin de devşirme vakti onu biçmedin?
  • Canından, teninden doğan işin, çocuğun gibi gelir, senin eteğini tutar.
  • Yaptığın işe gayb âleminden bir suret verirler. Hırsızlık için darağacı kurmuyorlar mı? 420
  • Darağacı hırsızlığa benzemez ama gaypları bilen Allah’nın meydana getirdiği bir örnektir.
  • Allah, şahsın gönlüne, adalet için şöyle bir suret düz diye ilhamda bulunur.
  • Sen de bilir, anlarsın ki bu, bu işin karşılığı. Yoksa adalet sahibi olan Allah takdiri, insana yaptığına uygun olmayan cezayı nasıl olur da verir?
  • Hâkim bile bunu seçer, bu çeşit hareket ederken bu hâkimlerin en doğru ve adaletli hüküm vereni olan Allah, nasıl hükmeder? Düşün artık.
  • Arpa ektin mi, arpadan başka bir şey bitmez. Borcu sen verdin kimden rehin istiyorsun ki? 425
  • Suçunu başkasına yükleme. Aklını yaptığın işin cezasına ver, kulağını o yana aç...
  • Suçu kendine bul, tohumu sen ektin. Allah’nın mücazatıyla, adaletiyle uzlaş.
  • Zahmetin sebebi kötülük etmektir. Kötülüğü yaptığın işlerde gör, talihimden deme.
  • Talihe bakış insanı şaşı eder.Köpeği samanlıkta uyutur, tembel bir hale sokar.
  • Civanım kendi nefsini suçlu bul da adaletin verdiği cezayı az kına. 430
  • Ercesine tövbe et, yola baş koy. “Kim bir zerre kadar iyilik, yahut kötülük etse mükâfat ve mücazatını görür.”
  • Nefsin afsununa az aldan, Allah güneşi, bir zerreyi bile örtüp kaybetmez.