Fakat şu iki göz, değişti de nurlandı mı bu düzgün cihan mahşer olur.
این جهان منتظم محشر شود ** گر دو دیده مبدل و انور شود
Bu hamlara anlamak haram oldu da onun için bu hakikatler noksan göründü.
زان نماید این حقایق ناتمام ** که برین خامان بود فهمش حرام
Allah cömerttir ama güzelim cennetin nimetleri cehennemliğe haramdır.
نعمت جنات خوش بر دوزخمی ** شد محرم گرچه حق آمد سخی
O, ebedî ahde vefa edenlerden değildir, onun için de cennet balı, ağzına acı gelir.830
در دهانش تلخ آید شهد خلد ** چون نبود از وافیان در عهد خلد
Müşteri olmadıkça alış veriş etmeye eliniz oynar mı?
مر شما را نیز در سوداگری ** دست کی جنبد چو نبود مشتری
Birisi gelir, mallara bakar, fakat bakmakla alıcı olmaz ki. O ahmak bakış ancak alay içindir.
کی نظاره اهل بخریدن بود ** آن نظاره گول گردیدن بود
Bu kaça? Şu kaça? Diye sorar, dolaşır. Fakat vakit geçirmek, içinden de gülüp eğlenmek için.
پرس پرسان کین به چند و آن به چند ** از پی تعبیر وقت و ریشخند
Usancından gelir, senden kumaş ister. Fakat ne müşteridir ne de kumaş arar.
از ملولی کاله میخواهد ز تو ** نیست آن کس مشتری و کالهجو
Kumaşı yüz kere görür, yüz kere geri verir. O nerede kumaş ölçecek? Yel ölçer poyraz biçer!835
کاله را صد بار دید و باز داد ** جامه کی پیمود او پیمود باد
Nerede müşterinin gelişi, alışverişi, nerede bir serserinin alayı, gönül eğleyişi?
کو قدوم و کر و فر مشتری ** کو مزاح گنگلی سرسری
Cebinde bir habbe bile yoktur. Ancak gevezelik eder, yoksa nereden cüppe alacak?
چونک در ملکش نباشد حبهای ** جز پی گنگل چه جوید جبهای
Alışveriş için sermaye yoktur; artık onun çirkin suratı nedir, alayı, gevezeliği ne oluyor?
در تجارت نیستش سرمایهای ** پس چه شخص زشت او چه سایهای
Bu dünya pazarında sermaye altındır, orada da aşk ve iki ıslak göz.
مایه در بازار این دنیا زرست ** مایه آنجا عشق و دو چشم ترست
Kim eli boş pazara giderse ömrü geçer, tamamı ile ham ve eli boş olarak geri döner.840
هر که او بیمایهی بازار رفت ** عمر رفت و بازگشت او خام تفت
Kardeş neredeydin? Hiçbir yerde. Ne pişirdin? Hiçbir şey!
هی کجا بودی برادر هیچ جا ** هی چه پختی بهر خوردن هیچ با
Müşteri ol da elim oynasın, gebe olan madenimden lâl doğsun.
مشتری شو تا بجنبد دست من ** لعل زاید معدن آبست من
Fakat müşteri, gevşek ve soğuk bile olsa yine sen onu çağır. Çünkü böyle emredilmiştir.
مشتری گرچه که سست و باردست ** دعوت دین کن که دعوت واردست
Doğan kuşunu uçur, ruh güvercinini tut. Dâvet yolunda Nuh’un yolunda yürü.
باز پران کن حمام روح گیر ** در ره دعوت طریق نوح گیر
Allah için hizmette bulun. Halkın kabul etmesiyle, ret etmesiyle ne işin var senin.845
خدمتی میکن برای کردگار ** با قبول و رد خلقانت چه کار
Birisinin , gece yarısı bir evin kapısı önünde sahur davulu çalması, komşunun “ Daha gece yarısı, sahur vakti değil. Bir de bu evde kimse yok, kimin için davul çalıyorsun” demesi, davulcunun cevabı
داستان آن شخص کی بر در سرایی نیمشب سحوری میزد همسایه او را گفت کی آخر نیمشبست سحر نیست و دیگر آنک درین سرا کسی نیست بهر کی میزنی و جواب گفتن مطرب او را
Birisi, büyük bir zatın evinin kapısında sahur davulu çalmakta idi.
آن یکی میزد سحوری بر دری ** درگهی بود و رواق مهتری
Gece yarısı aşk ile şevk ile davul çalıyordu. Ona kabiliyetli birisi dedi ki:
نیمشب میزد سحوری را به جد ** گفت او را قایلی کای مستمد
Evvelâ bu davulu, seher vakti çal, gece yarısı bu kepazelik olmaz.
اولا وقت سحر زن این سحور ** نیمشب نبود گه این شر و شور
Bir de ey hevesli adam, şunu da bil ki bu evde hiç kimse yok.
دیگر آنک فهم کن ای بوالهوس ** که درین خانه درون خود هست کس
Burada şeytandan, periden başka kimse yokken ne diye vaktini zayediyorsun?850
کس درینجا نیست جز دیو و پری ** روزگار خود چه یاوه میبری
Tefi, davulu birisi duysun diye çalıyorsan duyacak kulak nerede? Bunu anlamak için akıl lâzım, fakat akıl hani?
بهر گوشی میزنی دف گوش کو ** هوش باید تا بداند هوش کو
Davulcu dedi ki: Sen sözünü bitirdin şimdi cevabımı dinle de şaşırıp kalma.
گفت گفتی بشنو از چاکر جواب ** تا نمانی در تحیر و اضطراب
Sence şimdi gece yarısı ama bence neşe sabahı yaklaştı.
گرچه هست این دم بر تو نیمشب ** نزد من نزدیک شد صبح طرب
Her sınıklık bence kutlu bir hale geldi. Bütün geceler, gözüme gündüz kesildi.
هر شکستی پیش من پیروز شد ** جمله شبها پیش چشمم روز شد
Nil ırmağı sana kandır ama bence kan değil, sudur ey akıllı kişi.855
پیش تو خونست آب رود نیل ** نزد من خون نیست آبست ای نبیل
Sence o demirdir, tunçtur ama Davut peygambere mumdur.
در حق تو آهنست آن و رخام ** پیش داود نبی مومست و رام
Dağ, sana karşı ağırdır, cansızdır, fakat Davut’un önünde usta bir çalgıcı, bir okuyucudur.
پیش تو که بس گرانست و جماد ** مطربست او پیش داود اوستاد
Senin önünde o kırık taşlar susarlar. Fakat Ahmed’in önünde fasih bir hale gelir, hamdü senada bulunurlar.
پیش تو آن سنگریزه ساکتست ** پیش احمد او فصیح و قانتست
Senin önünde mescidin sütunu ölüdür, fakat Ahmed’e karşı gönlünü aldırmış bir âşıktır.
پیش تو استون مسجد مردهایست ** پیش احمد عاشقی دل بردهایست
Cihanın bütün cüzüleri halkın önünde ölüdür, Allah’ya karşı bilgi sahibi ve muti.860
جمله اجزای جهان پیش عوام ** مرده و پیش خدا دانا و رام
Bu evde bu konakta kimse yok, neden bu davulu çalıyorsun, dedin.
آنچ گفتی کاندرین خانه و سرا ** نیست کس چون میزنی این طبل را
Bu halk, Allah için paralar verir, yüzlerce hayrın temelini atar, mescitler yaparlar.
بهر حق این خلق زرها میدهند ** صد اساس خیر و مسجد مینهند
Sarhoş âşıklar gibi uzun bir yol olan Hacca giderler, seve seve canları ile, malları ile oynarlar.
مال و تن در راه حج دوردست ** خوش همیبازند چون عشاق مست
Hiç o evde kimse yok derler mi? Ev sahibi, ev içinde gizlenen cana benzer.
هیچ میگویند کان خانه تهیست ** بلک صاحبخانه جان مختبیست
Allah nuru ile ışıklanan, sevgilinin konağını dolu görür.865
پر همیبیند سرای دوست را ** آنک از نور الهستش ضیا
Nice dolu ve kalabalık konaklar vardır ki işin sonunu görenler, onları boş görürler.
بس سرای پر ز جمع و انبهی ** پیش چشم عاقبتبینان تهی
Kimi dilersen Kâbe’de ara da derhal önünde beliriversin.
هر که را خواهی تو در کعبه بجو ** تا بروید در زمان او پیش رو
Ziynetli ve yüce olan bir suret, nasıl olur da Allah yurdu olmaz, boş olur?
صورتی کو فاخر و عالی بود ** او ز بیت الله کی خالی بود
Ona kapı kapanmaz, o geldi mi derhal açılır. Fakat başkaları, aşkla değil, ihtiyaçlardan gelirler.
او بود حاضر منزه از رتاج ** باقی مردم برای احتیاج
Hacca gidenler, neden bu ses duymadan “Lebbeyk” deyip duruyoruz derler mi?870
هیچ میگویند کین لبیکها ** بیندایی میکنیم آخر چرا
Hakikatte onlara şu “Lebbeyk” demeyi nasip ediş, her lâhza tek Allah’dan gelen bir sestir.
بلک توفیقی که لبیک آورد ** هست هر لحظه ندایی از احد
Ben de koku aldım, biliyorum bu köşk, bu konak, can meclisinin kurulduğu yerdir toprağı da kimyadır.
من ببو دانم که این قصر و سرا ** بزم جان افتاد و خاکش کیمیا
Hafif ve tiz nağmelerle bakırımı ebediyen onun kimyasına vurup duracağım.
مس خود را بر طریق زیر و بم ** تا ابد بر کیمیااش میزنم
Nihayet bu sahur davulum, denizleri coşturacak, inciler saçacak, ihsanlarda bulunacak.
تا بجوشد زین چنین ضرب سحور ** در درافشانی و بخشایش به حور
Halk, savaş safında Allah için canları ile oynar.875
خلق در صف قتال و کارزار ** جان همیبازند بهر کردگار
Birisi Eyüp gibi belâlara düşer, öbürü Yakup gibi sabreder.
آن یکی اندر بلا ایوبوار ** وان دگر در صابری یعقوبوار