-
هر که ماند از کاهلی بیشکر و صبر ** او همین داند که گیرد پای جبر
- Tembellik yüzünden şükür ve sabırda mahrum kalan, ancak şunu bilir: Ayağını “cebir” tutmuştur. (Bana bunu Tanrı vermiş demektedir).
-
هر که جبر آورد خود رنجور کرد ** تا همان رنجوریاش در گور کرد
- Cebir iddia eden, hasta değilken kendisini hasta göstermiştir. Nihayetle hastalık o kimseyi sıhhatten ayırmıştır.
-
گفت پیغمبر که رنجوری به لاغ ** رنج آرد تا بمیرد چون چراغ 1070
- Peygamber, “Şakacıktan hastalanış gerçekten hastalık getirir ve o adam nihayet mum gibi söner gider” dedi.
-
جبر چه بود بستن اشکسته را ** یا بپیوستن رگی بگسسته را
- Cebir ne demektir? Kırık sarmak yahut kopmuş damarı bağlamak.
-
چون در این ره پای خود نشکستهای ** بر که میخندی چه پا را بستهای
- Mademki bu yolda ayağını kırmadın; kiminle alay ediyorsun, ayağını neye sardın?
-
و آن که پایش در ره کوشش شکست ** در رسید او را براق و بر نشست
- Çalışma yolunda ayağı kırılana derhal Burak geldi, ona bindi.
-
حامل دین بود او محمول شد ** قابل فرمان بد او مقبول شد
- Din emirlerini yüklenmişti, şimdi kendi bindi… Ferman kabul ediciydi, makbul oldu.
-
تا کنون فرمان پذیرفتی ز شاه ** بعد از این فرمان رساند بر سپاه 1075
- Şimdiye kadar Padişahın fermanını kabul eder, o fermana uyardı, bundan sonra askere ferman verir!
-
تا کنون اختر اثر کردی در او ** بعد از این باشد امیر اختر او
- Şimdiye kadar talih yıldızı ona tesir ederken bundan sonra o zat yıldızı üzerine emredici olur.
-
گر ترا اشکال آید در نظر ** پس تو شک داری در انشق القمر
- Eğer sen bundan şüphelenirsen o halde “Şakk-ı Kamer” den de şüphelisin.