-
صد هزاران عقل با هم بر جهند ** تا به غیر دام او دامی نهند
- Yüz binlerce akıl, bir araya gelip onun tuzağına aykırı bir tuzak kurmak isterler, kurarlar da.
-
دام خود را سختتر یابند و بس ** کی نماید قوتی با باد خس
- Kurdukları tuzağı pek kuvvetli pek yerinde ve kâfi bulurlar ama bir çöp parçası rüzgâra nasıl dayanabilir?
-
گر تو گویی فایدهی هستی چه بود ** در سؤالت فایده هست ای عنود
- Eğer sen “Şu halde varlığın ne faydası var?” dersen senin bu sualinde fayda var mı inatçı adam?
-
گر ندارد این سؤالت فایده ** چه شنویم این را عبث بیعایده
- Sualinde fayda yoksa bu abes ve faydasız suali niye dinleyeyim?
-
ور سؤالت را بسی فاییدههاست ** پس جهان بیفایده آخر چراست 1070
- Eğer birçok faydaları varsa neden bu cihan faydasız olsun öyle ise?
-
ور جهان از یک جهت بیفایده ست ** از جهتهای دگر پر عایده ست
- Cihan, bir cihetten faydasız, başka bir cihetten faydalarla dopdoludur.
-
فایدهی تو گر مرا فاییده نیست ** مر ترا چون فایده ست از وی مه ایست
- Sana faydalı olan şey, bana faydasızsa. Mademki sence faydalı, onun yapmaktan geri durma.
-
حسن یوسف عالمی را فایده ** گر چه بر اخوان عبث بد زایده
- Yusuf’un güzelliği kardeşlerince abesti, lüzumsuzdu.. Fakat bütün bir âleme faydalıydı.
-
لحن داودی چنان محبوب بود ** لیک بر محروم بانگ چوب بود
- Davut’un sesi kadar güzeldi ama güzel sesten anlamayanlar dinlemek istemezlerdi.
-
آب نیل از آب حیوان بد فزون ** لیک بر محروم و منکر بود خون 1075
- Nil nehrinin suyu, Abıhayattan daha hoştu, daha feyizliydi. Fakat nasipsiz ve münkir olanlara kandı.