-
چون ستاره با ستاره شد قرین ** لایق هر دو اثر زاید یقین
- Yıldız, yıldızla kırân etti mi mutlaka her ikisine uygun bir şey doğar.
-
چون قران مرد و زن زاید بشر ** وز قران سنگ و آهن شد شرر
- Erkekle kadının buluşmasından çocuk doğduğu gibi, taşla demirin birleşmesinden de kıvılcım meydana gelir.
-
و ز قران خاک با بارانها ** میوهها و سبزه و ریحانها
- Toprağın, yağmurla kırânı, meyveleri, yeşillikleri, çiçekleri bitirir.
-
و ز قران سبزهها با آدمی ** دل خوشی و بیغمی و خرمی 1095
- İnsan, yeşilliğe baksa gönlü hoşlanır, gamı gider, neşelenir.
-
وز قران خرمی با جان ما ** میبزاید خوبی و احسان ما
- Canımız neşelenirse bizden iyilikler, ihsanlar doğar.
-
قابل خوردن شود اجسام ما ** چون بر آید از تفرج کام ما
- Güzelce, dilediğimiz gibi gezdik, eğlendik mi karnımız acıkır, iştahımız artar.
-
سرخ رویی از قران خون بود ** خون ز خورشید خوش گلگون بود
- Rengin kızarması karanlıktandır. Kan da hoş ve gül renkli güneştendir.
-
بهترین رنگها سرخی بود ** و آن ز خورشید است و از وی میرسد
- Renklerin en güzeli kırmızı renktir. O renk de güneştendir, güneşten meydana gelir.
-
هر زمینی کان قرین شد با زحل ** شوره گشت و کشت را نبود محل 1100
- Zuhale karîn olan her yer çoraklaşır, oraya ekin ekilemez.
-
قوت اندر فعل آید ز اتفاق ** چون قران دیو با اهل نفاق
- Bir şeyin bir şeyle birleşmesi, kuvvetin halindeki fiili meydana çıkarır; Şeytan’ın münafıkla birleşmesi gibi.