-
این قدر تخمی که مانده ستت بباز ** تا بروید زین دو دم عمر دراز
- Elinde kalan şu kadarcık tohumu olsun ek de bu iki anlık müddetten uzun bir ömür bitsin.
-
تا نمرده ست این چراغ با گهر ** هین فتیلهاش ساز و روغن زودتر
- Bu aydın çırağ sönmeden kendine gel de hemen fitilini düzelt, yağını tazele.
-
هین مگو فردا که فرداها گذشت ** تا به کلی نگذرد ایام کشت
- Yarın yaparım deme. Nice yarınlar geçti. Ekin zamanı tamamıyla geçmesin ,agâh ol!
-
پند من بشنو که تن بند قوی است ** کهنه بیرون کن گرت میل نوی است 1270
- Nasihatimi dinle: Ten, kuvvetli bir bağdır. Yeniyi istiyorsan, eskiden soyun!
-
لب ببند و کف پر زر بر گشا ** بخل تن بگذار و پیش آور سخا
- Dudağını yum, altın dolu avucunu aç. Ten nekesliğini bırak, cömertliği ele al.
-
ترک شهوتها و لذتها سخاست ** هر که در شهوت فرو شد بر نخاست
- Cömertlik, şehvetleri, lezzetleri terk etmedir. Şehvet yüzünden düşen kalkmamıştır.
-
این سخا شاخی است از سرو بهشت ** وای او کز کف چنین شاخی بهشت
- Bu cömertlik, cennet selvisinin bir dalıdır. Yazıklar olsun böyle bir dalı elinden bırakana.
-
عروة الوثقی است این ترک هوا ** بر کشد این شاخ جان را بر سما
- Bu heva ve hevesi bırakma, sapasağlam bir iptir. Bu dal, canı göğe çeker.
-
تا برد شاخ سخا ای خوب کیش ** مر ترا بالا کشان تا اصل خویش 1275
- Ey güzel yollu, cömertlik dalı seni yukarı çeke, çeke aslına eriştirdi mi,
-
یوسف حسنی و این عالم چو چاه ** وین رسن صبر است بر امر اله
- Güzellik Yusuf’un, bu âlem kuyu gibidir. Bu ip de Allah emrine sabretmedir.