-
شکر حق را کان دعا مردود شد ** من زیان پنداشتم آن سود شد
- Allah’a şükürolsun ki o dua kabul edilmedi. Ben duamın kabul edilmeyişini ziyan sandım ama bana faydaymış” dedi.
-
بس دعاها کان زیان است و هلاک ** وز کرم مینشنود یزدان پاک 140
- Nice dualar vardır ki ziyanın, helâk olmanın ta kendisidir. Pak Allah, onları kereminden kabul etmez.
-
التماس کردن همراه عیسی علیه السلام زنده کردن استخوانها را از او
- İsa Aleyhisselâm’ın yoldaşının İsa’dan kemikleri diriltmesini istemesi
-
گشت با عیسی یکی ابله رفیق ** استخوانها دید در حفرهی عمیق
- İsa ile bir ahmak yoldaş oldu. Gözüne yol üstünde ölü kemikleri erişince,
-
گفت ای همراه آن نام سنی ** که بدان تو مرده را زنده کنی
- Yoldaş, ölüleri diriltmek için okuduğun o yüce adı,
-
مر مرا آموز تا احسان کنم ** استخوانها را بدان با جان کنم
- Bana da mutlaka öğret de bir iyilikte bulunayım, o adı okuyup kemiklere can vereyim” dedi.
-
گفت خامش کن که آن کار تو نیست ** لایق انفاس و گفتار تو نیست
- İsa dedi ki: ”Sus! Bu senin işin değil. Senin nefeslerinin, senin sözünün harcı değil!
-
کان نفس خواهد ز باران پاکتر ** وز فرشته در روش دراکتر 145
- Nefesin yağmurlardan daha arı, duru olması, o nefes sahiplerinin meleklerden daha idrakli bulunması lâzımdır.
-
عمرها بایست تا دم پاک شد ** تا امین مخزن افلاک شد
- Âdem, ömürlerce yandı, yakıldı da arındı; felekler hazinesine emin oldu.
-
خود گرفتی این عصا در دست راست ** دست را دستان موسی از کجاست
- Sen de sağ eline bir sopa aldın ama senin elin nerede, Musa’nın eli nerede,”
-
گفت اگر من نیستم اسرار خوان ** هم تو بر خوان نام را بر استخوان
- O ahmak, ”Benim sırlara kabiliyetim yoksa o adı bu kemiklere sen oku!” dedi.