-
میرود از سینهها در سینهها ** از ره پنهان صلاح و کینهها
- İyiliklerle kinler gizli bir yolda gönüllerden gönüllere gidip durmaktadır.
-
بلکه خود از آدمی در گاو و خر ** میرود دانایی و علم و هنر
- Hatta insandan, öküzle eşek bile bilgi sahibi olur, akıllanır, hüner elde eder.
-
اسب سکسک میشود رهوار و رام ** خرس بازی میکند بر هم سلام
- Serkeş at, rahvan bir hale gelir, alışır. Ayı oynar, keçi de selâm verir.
-
رفت اندر سگ ز آدمیان هوس ** تا شبان شد یا شکاری یا حرس
- Köpeğe insanın huyu geçer, nihayet çoban olur, av, avlar yahut sürüyü korur.
-
در سگ اصحاب خوبی ز ان وفود ** رفت تا جویای الله گشته بود 1425
- Eshabı Kehf’in köpeğine onlardan öyle bir huy sirayet etti ki sonunda Allah’ı aramaya koyuldu.
-
هر زمان در سینه نوعی سر کند ** گاه دیو و گه ملک گه دام و دد
- Kalpte her an bir çeşit şey baş gösterir. İnsan bazen şeytanlaşır, bazen melekleşir. Bazen tuzak kesilir, bazen yırtıcı hayvan!
-
ز آن عجب بیشه که شیر آگه است ** تا به دام سینهها پنهان ره است
- Aslanların bildiği o acayip ormandan, gönüller tuzağına gizli bir yolu bulunan o meşelikten,
-
دزدیی کن از درون مرجان جان ** ای کم از سگ از درون عارفان
- İçten içe hırsızlık et, can mercanını çal! Ey köpekten aşağı, ariflerin gönüllerinden o mercanı elde et.
-
چون که دزدی باری آن در لطیف ** چون که حامل میشوی باری شریف
- Mademki hırsızlık ediyorsun, bari lâtif inciyi çal! Mademki hamallık ediyorsun, bari yüce bir yük yüklen!
-
فهم کردن مریدان که ذو النون دیوانه نشده است قاصد کرده است
- Müritlerin, Zünnun’un deli olmayıp mahsustan öyle göründüğünü anlamaları
-
دوستان در قصهی ذو النون شدند ** سوی زندان و در آن رایی زدند 1430
- Dostlar Zünnun’un bu işinde düşünceye daldılar, zindana gittiler, bu hal hususunda konuşup fikirlerini söylemeye başladılar: