-
هر زمان در سینه نوعی سر کند ** گاه دیو و گه ملک گه دام و دد
- Kalpte her an bir çeşit şey baş gösterir. İnsan bazen şeytanlaşır, bazen melekleşir. Bazen tuzak kesilir, bazen yırtıcı hayvan!
-
ز آن عجب بیشه که شیر آگه است ** تا به دام سینهها پنهان ره است
- Aslanların bildiği o acayip ormandan, gönüller tuzağına gizli bir yolu bulunan o meşelikten,
-
دزدیی کن از درون مرجان جان ** ای کم از سگ از درون عارفان
- İçten içe hırsızlık et, can mercanını çal! Ey köpekten aşağı, ariflerin gönüllerinden o mercanı elde et.
-
چون که دزدی باری آن در لطیف ** چون که حامل میشوی باری شریف
- Mademki hırsızlık ediyorsun, bari lâtif inciyi çal! Mademki hamallık ediyorsun, bari yüce bir yük yüklen!
-
فهم کردن مریدان که ذو النون دیوانه نشده است قاصد کرده است
- Müritlerin, Zünnun’un deli olmayıp mahsustan öyle göründüğünü anlamaları
-
دوستان در قصهی ذو النون شدند ** سوی زندان و در آن رایی زدند 1430
- Dostlar Zünnun’un bu işinde düşünceye daldılar, zindana gittiler, bu hal hususunda konuşup fikirlerini söylemeye başladılar:
-
کاین مگر قاصد کند یا حکمتی است ** او در این دین قبلهای و آیتی است
- Dediler ki: “Bunu herhalde kasten yapıyor. Bunda bir hikmet var. O bu dinle bir kıbledir, bir delildir.
-
دور دور از عقل چون دریای او ** تا جنون باشد سفه فرمای او
- Ona delilik hükmetsin, o çaldırsın. İmkân mı var? Böyle bir şey onun deniz gibi hudutsuz aklından ne kadar uzak!
-
حاش لله از کمال جاه او ** کابر بیماری بپوشد ماه او
- Haşa delilik bulutu, onun ayını örtsün. Böyle bir şey onun ulu makamının kemalinden değildir.
-
او ز شر عامه اندر خانه شد ** او ز ننگ عاقلان دیوانه شد
- O halkın şerrinden bir bucağa sindi. Akıllılardan utandı da divane oldu.
-
او ز عار عقل کند تن پرست ** قاصدا رفته ست و دیوانه شده ست 1435
- Tane tapan sersem akıldan usanmış da bu yüzden mahsus kendisini deli göstermiştir.”