-
وا نماید خونیان دیو را ** وا نماید دام خدعه و ریو را
- Kanlı şeytanları, hile ve hud’a tuzağını ve şeytanlıkları gösterir.
-
گاو کشتن هست از شرط طریق ** تا شود از زخم دمش جان مفیق 1445
- Kuyruğunun açacağı yara yüzünden can kurtulsun diye öküz kesmek, yol şartlarındandır.
-
گاو نفس خویش را زوتر بکش ** تا شود روح خفی زنده و بهش
- Sen de tez öküz nefsi tepele de gizli ruh dirilsin, akıllansın.
-
رجوع به حکایت ذو النون
- BASLIK YOK
-
چون رسیدند آن نفر نزدیک او ** بانگ بر زد هی کیانید اتقوا
- Onlar, ahvali anlamak üzere Zünnun’un yanına yaklaşınca Zünnun onlara bağırdı: “Hey, kimlersiniz? Sakının!”
-
با ادب گفتند ما از دوستان ** بهر پرسش آمدیم اینجا به جان
- Onlar, edepli, edepli “ Biz dostlardanız. Buraya canla başla hal hatır sormak için geldik.
-
چونی ای دریای عقل ذو فنون ** این چه بهتان است بر عقلت جنون
- Nasılsın ey hünerli, marifetli akıl denizi? Akıllı olduğun halde niye kendini deli gösteriyorsun, bu ne bühtan?
-
دود گلخن کی رسد در آفتاب ** چون شود عنقا شکسته از غراب 1450
- Güneşe külhanın dumanı erişir mi? Anka, kargaya zebun olur mu?
-
وامگیر از ما بیان کن این سخن ** ما محبانیم با ما این مکن
- Bizden çekinme, şunu anlat. Biz seni sevenleriz. Bize bu işi etme.
-
مر محبان را نشاید دور کرد ** یا به رو پوش و دغل مغرور کرد
- Sevenleri, kendinden uzaklaştırmak yaraşmaz. Onlardan işi gizlemek onları hileyle aldatmak doğru değildir.
-
راز را اندر میان آور شها ** رو مکن در ابر پنهانی مها
- Padişahım, sırrı açığa vur. Ey ay yüzlü, yüzünü bulutla gizleme.