-
میدهند افیون به مرد زخممند ** تا که پیکان از تنش بیرون کنند
- Yaralıya, vücudundan temreni çıkarabilmek için afyon verir, uyuturlar.
-
وقت مرگ از رنج او را میدرند ** او بدان مشغول شد جان میبرند
- Ölüm vaktinde de adama elem ve ıstıraplar verirler. O halde meşgulken canını alıverirler.
-
چون به هر فکری که دل خواهی سپرد ** از تو چیزی در نهان خواهند برد 1505
- Şu halde anlıyorsun ya, gönlünü herhangi bir düşünceye verdin mi, gizlice senden bir şey alacaklardır.
-
هر چه اندیشی و تحصیلی کنی ** میدرآید دزد از آن سو کایمنی
- Her ne düşünür, her ne elde edersen hırsız, emin olduğun yerden gelip çatmaktadır.
-
پس بدان مشغول شو کان بهتر است ** تا ز تو چیزی برد کان بهتر است
- Binaenaleyh bari en iyi işe koyul da hırsız, senden hiç olmazsa en bayağı, en aşağı bir şeyi alıp götürebilsin.
-
بار بازرگان چو در آب اوفتد ** دست اندر کالهی بهتر زند
- Tacirin yükü suya düşerse ondan daha iyi bir kumaşa el atar.
-
چون که چیزی فوت خواهد شد در آب ** ترک کمتر گوی و بهتر را بیاب
- Senin de mademki suya bir şeyin düşecek, mahvolacak. En aşağı şeyi terk et de daha iyisini bul.
-
ظاهر شدن فضل و زیرکی لقمان پیش امتحان کنندگان
- İmtihan edenlerce, Lokman’ın fazilet veferasetinin meydana çıkması
-
هر طعامی کاوریدندی به وی ** کس سوی لقمان فرستادی ز پی 1510
- Lokman’ın efendisi, kendisine yemek getirdiler mi, Lokman’a adam gönderip çağırtır,
-
تا که لقمان دست سوی آن برد ** قاصدا تا خواجه پس خوردش خورد
- Önce o yemeğe Lokman el sunar, efendisi de ondan sonra yerdi.
-
سور او خوردی و شور انگیختی ** هر طعامی کاو نخوردی ریختی
- Bu suretle onun artığını afiyetle yer, bundan zevk alır, onun yemediğini ise dökerdi.