-
برق آفل باشد و بس بیوفا ** آفل از باقی ندانی بیصفا
- Şimşek çabucak sönüp gider, pek vefasızdır. Sen aydın ve parlak olmayan geçici şeyi baki olandan ayırt edemiyorsun.
-
برق خندد بر که میخندد بگو ** بر کسی که دل نهد بر نور او
- Şimşek güler o kişiye. Kime biliyor musun? Onun nuruna gönül bağlayana.
-
نورهای چرخ ببریده پی است ** آن چو لا شرقی و لا غربی کی است
- Felek nurlarının sonu yoktur. O nurlar, şarkta ve garpta bulunmayan Allah nuruna benzer mi hiç?
-
برق را چون یخطف الأبصار دان ** نور باقی را همه انصار دان 1545
- Şimşek, bil ki göz nurunu alır, baki nur da, bil ki gözlere yardımcıdır.
-
بر کف دریا فرس را راندن ** نامهای در نور برقی خواندن
- Denizköpüğü üstüne at sürmekle şimşek ziyasıyla mektup okumak,
-
از حریصی عاقبت نادیدن است ** بر دل و بر عقل خود خندیدن است
- Hırs yüzünden akıbeti görmemek, kendi gönlüne, kendi aklına gülmektir.
-
عاقبت بین است عقل از خاصیت ** نفس باشد کاو نبیند عاقبت
- Aklın hassası, işin sonunu görmektir. Akıbeti görmeyen akıl, nefistir.
-
عقل کاو مغلوب نفس او نفس شد ** مشتری مات زحل شد نحس شد
- Nefse mağlûp olan akıl, nefis haline gelmiştir. Müşteri, Zuhal tesiri altında kalırsa Zuhalleşir.
-
هم درین نحسی بگردان این نظر ** در کسی که کرد نحست درنگر 1550
- Sen bu yomsuzluk içinde gözünü döndür de sana bu nuhuseti verene bak!
-
آن نظر که بنگرد این جر و مد ** او ز نحسی سوی سعدی نقب زد
- Bu cezirle meddi gören kişi, yomsuzluktan kurtulur, saadete erer.