یک بهیمه داشت در آخر ببست ** او به صدر صفه با یاران نشست
Bir hayvanı, vardı ahıra bağladı. Kendisi dostlarla, sofanın başköşesine geçip oturdu.
پس مراقب گشت با یاران خویش ** دفتری باشد حضور یار بیش
Arkadaşlarıyla murakabeye daldı. Murakabede sevgilinin huzuru, adamın önünde bir defter haline gelir (Allah’ın manevi huzuruna varılır, bütün hakikatler o huzurda okunur)
دفتر صوفی سواد حرف نیست ** جز دل اسپید همچون برف نیست
Sofinin defteri, harflerin yazılmasından meydana gelen karalama değildir. Ancak kar gibi bembeyaz ve temiz gönüldür.
زاد دانشمند آثار قلم ** زاد صوفی چیست آثار قدم 160
Âlimin azığı ve sermayesi, kalemden meydana gelen eserlerdir. Sofinin azığı ve sermayesi nedir? Ayak izleri!
همچو صیادی سوی اشکار شد ** گام آهو دید بر آثار شد
Sofi; av peşine düşen, ceylanın ayak izlerini görüp onları izleyen avcıya benzer.
چند گاهش گام آهو در خور است ** بعد از آن خود ناف آهو رهبر است
Bir müddet ceylanın ayak izleri işe yarar. Ondan sonra ise esasen ahudaki misk kokusu, yolu gösterir.
چون که شکر گام کرد و ره برید ** لاجرم ز آن گام در کامی رسید
Bu izlere, bu izlemeye şükreder de yol alırsa nihayet o adım atma o yol alma yüzünden muradına ulaşır.
رفتن یک منزلی بر بوی ناف ** بهتر از صد منزل گام و طواف
Misk kokusunu duyup bir konak yol almak, iz izleyerek yüz konaklık yol almadan, yüz konaklık yolu dönüp dolaşmadan daha iyidir.
آن دلی کاو مطلع مهتابهاست ** بهر عارف فتحت ابوابهاست 165
Ay ışıkların doğusu olan gönül yok mu? O gönül, ariflere “kapıları açılmıştır” sırrıdır.
با تو دیوار است و با ایشان در است ** با تو سنگ و با عزیزان گوهر است
Sana duvardır ama onlara kapı. Sana taştır ama azizlere inci!