-
ذرهای ز آن آفتاب آرد پیام ** آفتاب آن ذره را گردد غلام
- Bir zere bile o güneşten haber verir ve güneş; o zerreye kul, köle kesilir.
-
قطرهای کز بحر وحدت شد سفیر ** هفت بحر آن قطره را باشد اسیر
- Birlik denizinin elçisi olan katraya yedi deniz esir olur.
-
گر کف خاکی شود چالاک او ** پیش خاکش سر نهد افلاک او
- Bir avuç toprak bile onun yüzünden çevikleşirse felekler, o, bir avuç toprağın önüne baş koyar.
-
خاک آدم چون که شد چالاک حق ** پیش خاکش سر نهند املاک حق
- Âdemin toprağı Allahtan çevikleşince Allah melekleri o toprağın önünde secde ettiler.
-
السماء انشقت آخر از چه بود ** از یکی چشمی که خاکی بر گشود 1615
- Göğün yarılması nedendi? Toprakla olan münasebeti kaldıran, müşkülleri halleden bir gözden.
-
خاک از دردی نشیند زیر آب ** خاک بین کز عرش بگذشت از شتاب
- Toprak, kesafeti yüzünden suyun dibine gider. Öyle olduğu halde toprağa bak ki çevikleşti, süratle Arşı bile geçti.
-
آن لطافت پس بدان کز آب نیست ** جز عطای مبدع وهاب نیست
- Bil ki o letafet sudan değildir, ancak Verici ve Eşsiz, Örneksiz Yaratıcının ihsanından,.
-
گر کند سفلی هوا و نار را ** ور ز گل او بگذراند خار را
- Dilerse havayı, ateşi aşağılatır, dilerse dikeni gülden üstün eder.
-
حاکم است و یفعل الله ما یشاء ** کاو ز عین درد انگیزد دوا
- Allah hükmedicidir, dilediğini yapar. Derdin ta kendisinden deva yaratır.
-
گر هوا و نار را سفلی کند ** تیرگی و دردی و ثقلی کند 1620
- Havayı, ateşi aşağılatırsa onları karartır, bulandırır, ağırlaştırır.