-
تو ببینی خواب در یک خوش لقا ** کاو دهد وعده و نشانی مر ترا 1670
- Rüyada güzel yüzlü birisini görürsün, o sana vade verir, alâmetler söyler.
-
که مراد تو شود اینک نشان ** که بپیش آید ترا فردا فلان
- Muradın olacak, nişanesi de bu: Yarın sana filân kişi gelecek.
-
یک نشانی آن که او باشد سوار ** یک نشانی که ترا گیرد کنار
- Onun bir alâmeti atlı oluşudur. Bir alâmeti de şu: Seni görünce kucaklayacak.
-
یک نشانی که بخندد پیش تو ** یک نشان که دست بندد پیش تو
- Bir alâmeti de seni görünce gülmesi; diğer bir nişanesi de sana karşı el kavuşturmasıdır.
-
یک نشانی آن که این خواب از هوس ** چون شود فردا نگویی پیش کس
- Diğer bir alâmeti de şudur ki: Heveslenip bu rüyayı yarın hiç kimseye söylemeyeceksin.
-
ز ان نشان با والد یحیی بگفت ** که نیایی تا سه روز اصلا به گفت 1675
- Bu alâmet, Yahya’nın babasına da gösterilmiş, ona da “ Üç güne kadar kimseye bir söz söylemeye muktedir olamazsın.
-
تا سه شب خامش کن از نیک و بدت ** این نشان باشد که یحیی آیدت
- Üç geceye dek iyiden kötüden bahsetme, sus. İşte bu senden Yahya adlı bir çocuk olacağına alâmettir.
-
دم مزن سه روز اندر گفتوگو ** کاین سکوت است آیت مقصود تو
- Üç gün konuşma. Bu susmak senin maksadına erişeceğine delâlet eder.
-
هین میاور این نشان را تو به گفت ** وین سخن را دار اندر دل نهفت
- Kendine gel, bunları dile getirme. Bu sözü gönlünde gizli tut” denmişti.
-
این نشانها گویدش همچون شکر ** این چه باشد صد نشانی دگر
- Sana da bu alâmetleri şeker gibi tatlı, tatlı söyler. Hatta bunlar nedir ki? Daha yüzlerce nişaneler var.