-
در حق او مدح و در حق تو ذم ** در حق او شهد و در حق تو سم
- Ona metih olan söz, sana zemdir; ona göre baldır, sana göre zehir!
-
ما بری از پاک و ناپاکی همه ** از گران جانی و چالاکی همه 1755
- Bizse temizden de münezzehiz, pisten de. Ağırlıktan da arıyız, çeviklik ve titizlikten de!
-
من نکردم امر تا سودی کنم ** بلکه تا بر بندگان جودی کنم
- Kullara ibadet edin diye emrettimse bir kâr, bir fayda elde edeyim diye değil, kullara ihsanlarda bulunayım diye.
-
هندوان را اصطلاح هند مدح ** سندیان را اصطلاح سند مدح
- Hintlilere, Hintlilerin sözleri metihtir. Sintlilere, Sintlilerin.
-
من نگردم پاک از تسبیحشان ** پاک هم ایشان شوند و در فشان
- Onların beni tespih etmeleriyle münezzeh, mukaddes olmam. Bu tespih incilerini saymakla kendileri temizlenirler.
-
ما زبان را ننگریم و قال را ** ما روان را بنگریم و حال را
- Biz; dile, söze bakmayız; gönle hale bakarız.
-
ناظر قلبیم اگر خاشع بود ** گر چه گفت لفظ ناخاضع رود 1760
- Kalp huşu sahibiyse kalbe bakarız, isterse sözünde kulluk ve aşağılık olmasın!
-
ز انکه دل جوهر بود گفتن عرض ** پس طفیل آمد عرض جوهر غرض
- Çünkü gönül cevherdir. Söz söylemekse araz. Bu yüzden araz, âriyettir, maksat cevherdir.
-
چند ازین الفاظ و اضمار و مجاز ** سوز خواهم سوز با آن سوز ساز
- Manası gizli kapalı yahut başka olan bu çeşit lâflar, ne vakte kadar sürecek? Yanıp yakılmak isterim ben, yanıp yakılmak, ateşe düş!
-
آتشی از عشق در جان بر فروز ** سربهسر فکر و عبارت را بسوز
- Canda sevgiden bir ateş tutuşur. Düşünceyi, sözü, baştanbaşa yakıver!