-
با نماز او بیالوده ست خون ** ذکر تو آلودهی تشبیه و چون
- Onun namazına nasıl kan bulaşmışsa senin Allah’ı anışına da benzetiş ve zannediş bulaşmış!
-
خون پلید است و به آبی میرود ** لیک باطن را نجاستها بود
- Kan pistir ama bir parçacık su ile temizlenir. Fakat içte öyle pislikler vardır ki,
-
کان به غیر آب لطف کردگار ** کم نگردد از درون مرد کار 1800
- Allah’ın lütuf suyundan gayrı bir şeyle arınmaz, ibadet eden kişinin gönlünden eksilmez.
-
در سجودت کاش رو گردانیای ** معنی سبحان ربی دانیای
- Keşke secdende kıbleden yüzünü çevirmiş olaydın da tek “ Sübhane rabbiyel A’lâ”nın manasına ereydin!
-
کای سجودم چون وجودم ناسزا ** مر بدی را تو نکویی ده جزا
- “Allah’ım secdem de varlığın gibi sana lâyık değil. Sen, kötülüğe iyilikle mukabele et” diyeydin.
-
این زمین از حلم حق دارد اثر ** تا نجاست برد و گلها داد بر
- Bu yeryüzünde Hakk’ın hikmetinden eser vardır. Ondan dolayı pislikleri giderir, çiçekleri bitirir.
-
تا بپوشد او پلیدیهای ما ** در عوض بر روید از وی غنچهها
- Bizim pisliklerimizi örter, karşılığın da ondan koncalar biter.
-
پس چو کافر دید کاو در داد و جود ** کمتر و بیمایه تر از خاک بود 1805
- Kâfir vergide, cömertlikte topraktan daha aşağı, daha verimsiz olduğunu görüp,
-
از وجود او گل و میوه نرست ** جز فساد جمله پاکیها نجست
- Varlığından çiçek ve meyve bitmediğini, hatta bütün temizlikleri bozup pislemekten başka bir şey yapmadığını anlar da
-
گفت واپس رفتهام من در ذهاب ** حسرتا یا لیتنی کنت تراب
- “ Ben aykırı anlamış, yanılmışım, yazık, keşke toprak olsaydım;