-
شب چراغت را فتیل نو بتاب ** پاک دان زینها چراغ آفتاب
- Gece kandiline yeni bir fitil bük, fakat güneş kandilini bunlara muhtaç sanma.
-
رو تو کهگل ساز بهر سقف خان ** سقف گردون را ز کهگل پاک دان
- Yürü, aşevinin damı için samanlı balçık hazırla. Fakat bil ki kâinatın damı, buna muhtaç değil.
-
اه که چون دل دار ما غم سوز شد ** خلوت شب در گذشت و روز شد
- Ah. Sevgilimiz, gamımızı yakıp mahvedince gece yalnızlığı bile geçti, gündüz oldu.
-
جز به شب جلوه نباشد ماه را ** جز به درد دل مجو دل خواه را
- Ay, ancak geceleyin cilve eder. Gönlün istediği sevgiliyi gönül derdinden başka bir şey de arama.
-
ترک عیسی کرده خر پروردهای ** لاجرم چون خر برون پردهای 1850
- Fakat sen, İsa’yı bıraktın da eşeği besledin. Hulâsa eşek gibi perdenin ardında kaldın gitti!
-
طالع عیسی است علم و معرفت ** طالع خر نیست ای تو خر صفت
- Bilgi ve irfan, İsa’nın talihidir, ey eşek sıfatlı, eşeğin talihi değil!
-
نالهی خر بشنوی رحم آیدت ** پس ندانی خر خری فرمایدت
- Eşeğin anırmasını duyar, acırsın. Hâlbuki bilmezsin ki eşek, sana eşeklik telkin ediyor.
-
رحم بر عیسی کن و بر خر مکن ** طبع را بر عقل خود سرور مکن
- İsa’ya acı, eşeğe değil. Tabiatı aklına baş etme.
-
طبع را هل تا بگرید زار زار ** تو از او بستان و وام جان گزار
- Bırak tabiatını, ağlaya dursun. Sen, ondan al, canın borcunu öde!
-
سالها خربنده بودی بس بود ** ز انکه خربنده ز خر واپس بود 1855
- Yeter artık yıllarca eşeğe kul oldun. Çünkü eşeğe kul olan, eşeğin ardından gider. “Onları artta bırakın”dan murat nefsindir.