-
نه از پی سود و زیان میجویدش ** لیک تا در گرگش ندرد یا ددش 1900
- Onu, bir fayda elde etmek, bir ziyandan kurtulmak için aramaz. Kurt, yahut yırtıcı bir canavar paralamasın diye arar.
-
ای خنک آن را که بیند روی تو ** یا در افتد ناگهان در کوی تو
- Ne mutlu yüzünü görene yahut ansızın senin bulunduğun yere ulaşana!
-
ای روان پاک بستوده ترا ** چند گفتم ژاژ و بیهوده ترا
- Pak ruh bile seni övmüş. Hâlbuki ben, sana ne kadar kötü ve saçma şeyler söyledim.
-
ای خداوند و شهنشاه و امیر ** من نگفتم جهل من گفت آن مگیر
- Fakat efendim, padişahlar padişahı sultanım, onları ben söylemedim, bilgisizliğim söyledi.
-
شمهای زین حال اگر دانستمی ** گفتن بیهوده کی تانستمی
- Bir parçacık olsun bu hali bilseydim, böyle abes sözler söyleyebilir miydim?
-
بس ثنایت گفتمی ای خوش خصال ** گر مرا یک رمز میگفتی ز حال 1905
- Ey iyi huylu, eğer bana bu hali kinaye ile bile olsa çıtlatsaydın seni bir hayli överdim.
-
لیک خامش کرده میآشوفتی ** خامشانه بر سرم میکوفتی
- Fakat sükût ederek kızgın göründüm. Hiçbir şey söylemeksizin kafama vurmaya başladın.
-
شد سرم کالیوه عقل از سر بجست ** خاصه این سر را که مغزش کمتر است
- Başım sersemleşti, aklım gitti. Hele benim bu başım. Zaten aklı da kıt!
-
عفو کن ای خوب روی خوب کار ** آن چه گفتم از جنون اندر گذار
- Ey yüzü de güzel, işi de güzel adam, affet. Deliliğimden söylediğim sözleri bağışla!
-
گفت اگر من گفتمی رمزی از آن ** زهرهی تو آب گشتی آن زمان
- Atlı “Eğer ben, bunu biraz çıtlatsaydım derhal yüreğin su kesilir, ödün patlardı.