-
میشنیدم فحش و خر میراندم ** رب یسر زیر لب میخواندم
- Sen beni sövüyordun, ben de seslenmiyor, fakat atımı sürüyordum. Gizlice de Yarabbi, sen işimi kolaylaştır demekteydim.
-
از سبب گفتن مرا دستور نه ** ترک تو گفتن مرا مقدور نه 1925
- Sebebi söylememe izin yoktu, fakat seni kendi haline bırakmaya da kaadir değilim.
-
هر زمان میگفتم از درد درون ** اهد قومی إنهم لا یعلمون
- Her an gönlümdeki dert yüzünden, Yarabbi, kavmime yolu sen göster, çünkü onlar bilmiyorlar, demekteydim” dedi.
-
سجدهها میکرد آن رسته ز رنج ** کای سعادت ای مرا اقبال و گنج
- Derdinden kurtulan adam, secdeler etmekte “ Ey bana saadet, ikbal ve hazine olan!
-
از خدا یابی جزاها ای شریف ** قوت شکرت ندارد این ضعیف
- Ey yüce kişi! Allah’tan hayırlar bul! Bu zayıfın sana şükretmeye kudreti yok.
-
شکر حق گوید ترا ای پیشوا ** آن لب و چانه ندارم و آن نوا
- Mükâfatını Allah versin. Ağzım, dilim, sana şükretmekte âciz” demekteydi.
-
دشمنی عاقلان زینسان بود ** زهر ایشان ابتهاج جان بود 1930
- İşte akıların düşmanlığı bu çeşittir. Onların zehirleri bile cana neşe verir.
-
دوستی ابله بود رنج و ضلال ** این حکایت بشنو از بهر مثال
- Ahmağın dostluğu ise eziyettir, sapıklıktır. Misal olarak birde hikâyeyi dinle:
-
اعتماد کردن بر تملق و وفای خرس
- Bir adamın, ayının vefakârlığına güvenmesi
-
اژدهایی خرس را در میکشید ** شیر مردی رفت و فریادش رسید
- Bir ejderha bir ayıyı yakalamıştı. Yiğidin biri, giderken ayının bağırmasını duydu.
-
شیر مردانند در عالم مدد ** آن زمان کافغان مظلومان رسد
- Âlemde düşkünlere yardımcı erler vardır. Onlar, mazlumlar feryat ettiler mi derhal yetişirler.