-
او تویی خود را بجو در اوی او ** کو و کو گو فاخته شو سوی او
- O, sensin. Kendini onda ara. “Kû, Kû- Nerede, nerede?” diye onun civarında bir üveyik ol!
-
ور نخواهی خدمت ابنای جنس ** در دهان اژدهایی همچو خرس
- Sefa ehline hizmet etmek istemezsen ejderha ağzına düşen ayıya benzersin.
-
بو که استادی رهاند مر ترا ** و ز خطر بیرون کشاند مر ترا
- Belki bir üstat seni kurtarır, tehlikelerden çekip çıkarır.
-
زاریی میکن چو زورت نیست هین ** چون که کوری سر مکش از راه بین 1990
- Mademki gücün kuvvetin yok, ağlayıp inle! Madem ki körsün.. yol görenden baş çekme!
-
تو کم از خرسی نمینالی ز درد ** خرس رست از درد چون فریاد کرد
- Ayıdan daha aşağı mısın ki derdinden ağlayıp inlemiyorsun.? Ayı feryat ettiği için dertten kurtuldu.
-
ای خدا این سنگ دل را موم کن ** نالهی ما را خوش و مرحوم کن
- Ey Allah, bizim taş yüreğimizi mum gibi yumuşat; kerem et de feryadımıza acı!
-
گفتن نابینای سائل که دو کوری دارم
- Kör bir dilencinin “Bende iki körlük var” demesi
-
بود کوری کاو همیگفت الامان ** من دو کوری دارم ای اهل زمان
- Bir kör vardı, derdi ki: “Ey zamane ehli, elâman, benim iki körlüğüm var.
-
پس دو باره رحمتم آرید هان ** چون دو کوری دارم و من در میان
- Şu halde bana iki kat acıyın. Çünkü iki kat körüm, bu iki körlüğe birden müptelâyım”
-
گفت یک کوریت میبینیم ما ** آن دگر کوری چه باشد وانما 1995
- Birisi “Bir körlüğünü görüyoruz. Öbür körlüğün nedir? Göster” dedi.
-
گفت زشت آوازم و ناخوش نوا ** زشت آوازی و کوری شد دوتا
- Kör dedi ki; “Sesim çirkin, avazım bed. Ses çirkinliği ve körlük iki kat körlüktür.