-
صد هزاران معجزه دیدی ز من ** صد خیالت میفزود و شک و ظن
- Benden yüz binlerce mucize gördüğün halde hayalin yüz kat artmakta, o derece şüpheye, zanna düşmekteydin.
-
از خیال و وسوسه تنگ آمدی ** طعن بر پیغمبریام میزدی
- Hayalden, vesveseden daraldın, Peygamberliğime ta’nedip durmaya başladın.
-
گرد از دریا بر آوردم عیان ** تا رهیدیت از شر فرعونیان 2040
- Seni Firavuna uyanların şerrinden kurtarmak için denizden apaçık toz kopardım.
-
ز آسمان چل سال کاسه و خوان رسید ** وز دعایم جویی از سنگی دوید
- Gökten kırk yıl kâselerle yemek geldi, duam bereketiyle taştan ırmak coştu.
-
این و صد چندین و چندین گرم و سرد ** از تو ای سرد آن توهم کم نکرد
- Bu ve buna benzer nice yüzlerce mucize, senin vehmini azaltmadı, eksiltmedi.
-
بانگ زد گوسالهای از جادویی ** سجده کردی که خدای من تویی
- Fakat sihirli bir buzağı ses verdi. Allah’ım sensin diye derhal secde ettin.
-
آن توهمهات را سیلاب برد ** زیرکی باردت را خواب برد
- O vehimlerini Nil götürdü, o soğuk anlayışın uykuya daldı.
-
چون نبودی بد گمان در حق او ** چون نهادی سر چنان ای زشت رو 2045
- Onun hakkında da niye kötü bir zanna düşmedin? Ey kötü suratlı, onun önüne nasıl baş koydun?
-
چون خیالت نامد از تزویر او ** وز فساد سحر احمقگیر او
- Niçin onun hilesinden şüphelenmedin, onun ahmakları aldatan sihrinden niye işkillenmedin?
-
سامریی خود که باشد ای سگان ** که خدایی بر تراشد در جهان
- Be aşağılık kişiler, Sâmirî kim oluyor ki âlemde bir Allah düzüp koşsun.