-
بانگ زد گوسالهای از جادویی ** سجده کردی که خدای من تویی
- Fakat sihirli bir buzağı ses verdi. Allah’ım sensin diye derhal secde ettin.
-
آن توهمهات را سیلاب برد ** زیرکی باردت را خواب برد
- O vehimlerini Nil götürdü, o soğuk anlayışın uykuya daldı.
-
چون نبودی بد گمان در حق او ** چون نهادی سر چنان ای زشت رو 2045
- Onun hakkında da niye kötü bir zanna düşmedin? Ey kötü suratlı, onun önüne nasıl baş koydun?
-
چون خیالت نامد از تزویر او ** وز فساد سحر احمقگیر او
- Niçin onun hilesinden şüphelenmedin, onun ahmakları aldatan sihrinden niye işkillenmedin?
-
سامریی خود که باشد ای سگان ** که خدایی بر تراشد در جهان
- Be aşağılık kişiler, Sâmirî kim oluyor ki âlemde bir Allah düzüp koşsun.
-
چون در این تزویر او یکدل شدی ** وز همه اشکالها عاطل شدی
- Onun bu hilesine nasıl oldu da kapıldın, nasıl oldu da ona uydun, onunla aynı fikirde bulundun? Nasıl oldu da bütün şüpheleri attın, kurtuldun?
-
گاو میشاید خدایی را به لاف ** در رسولیام تو چون کردی خلاف
- Sence öküz, bir lâfla Allahlığa lâyık oluyor da sonra benim peygamberliğimde şüpheye düşüyorsun ha?
-
پیش گاوی سجده کردی از خری ** گشت عقلت صید سحر سامری 2050
- Bir öküze eşeklikten secde ettin, aklın Sâmirînin sihrine av oldu.
-
چشم دزدیدی ز نور ذو الجلال ** اینت جهل وافر و عین ضلال
- Ululuk sahibi Allah’ın nurundan göz yumdun. İşte sana adamakıllı bilgisizlik, işte sana sapıklığın ta kendisi!
-
شه بر آن عقل و گزینش که تراست ** چون تو کان جهل را کشتن سزاست
- Yuf olsun sendeki akla, irfana. Senin gibi bilgisizlik madenini öldürmek gerek.