English    Türkçe    فارسی   

2
2045-2054

  • چون نبودی بد گمان در حق او ** چون نهادی سر چنان ای زشت رو 2045
  • Onun hakkında da niye kötü bir zanna düşmedin? Ey kötü suratlı, onun önüne nasıl baş koydun?
  • چون خیالت نامد از تزویر او ** وز فساد سحر احمق‏گیر او
  • Niçin onun hilesinden şüphelenmedin, onun ahmakları aldatan sihrinden niye işkillenmedin?
  • سامریی خود که باشد ای سگان ** که خدایی بر تراشد در جهان‏
  • Be aşağılık kişiler, Sâmirî kim oluyor ki âlemde bir Allah düzüp koşsun.
  • چون در این تزویر او یکدل شدی ** وز همه اشکالها عاطل شدی‏
  • Onun bu hilesine nasıl oldu da kapıldın, nasıl oldu da ona uydun, onunla aynı fikirde bulundun? Nasıl oldu da bütün şüpheleri attın, kurtuldun?
  • گاو می‏شاید خدایی را به لاف ** در رسولی‏ام تو چون کردی خلاف‏
  • Sence öküz, bir lâfla Allahlığa lâyık oluyor da sonra benim peygamberliğimde şüpheye düşüyorsun ha?
  • پیش گاوی سجده کردی از خری ** گشت عقلت صید سحر سامری‏ 2050
  • Bir öküze eşeklikten secde ettin, aklın Sâmirînin sihrine av oldu.
  • چشم دزدیدی ز نور ذو الجلال ** اینت جهل وافر و عین ضلال‏
  • Ululuk sahibi Allah’ın nurundan göz yumdun. İşte sana adamakıllı bilgisizlik, işte sana sapıklığın ta kendisi!
  • شه بر آن عقل و گزینش که تراست ** چون تو کان جهل را کشتن سزاست‏
  • Yuf olsun sendeki akla, irfana. Senin gibi bilgisizlik madenini öldürmek gerek.
  • گاو زرین بانگ کرد آخر چه گفت ** کاحمقان را این همه رغبت شگفت‏
  • Altından yapılan öküz ses verdi de ne dedi ki, ahmaklar ona bu derece rağbet ettiler?
  • ز آن عجبتر دیده‏اید از من بسی ** لیک حق را کی پذیرد هر خسی‏
  • Ben size daha ziyade şaşılacak pek çok şeyler gösterdim. Fakat aşağılık kişiler, nasıl olur da hakkı kabul ederler?