-
ساعتی در روی من خوش بنگرید ** چشمکم زد آستین من درید
- Bir müddet güzelce yüzümü seyretti. Bana göz kırptı; sonra yenimi yakamı yırttı.
-
گر نه جنسیت بدی در من از او ** کی رخ آوردی به من آن زشت رو
- Eğer benim, onunla bir münasebetim olmasaydı o çirkin suratlı nasıl olur da bana yüz çevirirdi?
-
گر ندیدی جنس خود کی آمدی ** کی به غیر جنس خود را بر زدی 2100
- Eğer bende kendisiyle bir cinsiyet, bir münasebet görmeseydi nasıl olur da bana gelip çatardı? Nasıl olur da kendi cinsinden olmayana musallat olurdu?
-
چون دو کس بر هم زند بیهیچ شک ** در میانشان هست قدر مشترک
- İki kişi birbiriyle uzlaştı, birbirine sataştı mı, hiç şüphe yok, aralarında bir kadr-i müşterek vardır.
-
کی پرد مرغی مگر با جنس خود ** صحبت ناجنس گور است و لحد
- Kuş ancak kendi cinsinden olan kuşlarla uçar. Kendi cinsinden olmayanla sohbet âdeta mezara girmedir” diye cevap verdi.
-
سبب پریدن و چریدن مرغی با مرغی که جنس او نبود
- Bir kuşun kendi cinsinden olmayan bir kuşla uçup yayılmasındaki sebep
-
آن حکیمی گفت دیدم هم تکی ** در بیابان زاغ را با لکلکی
- Bir hakîm dedi ki: “Yazıda bir kargayla bir leyleğin beraberce koşup uçmakta olduğunu gördüm.
-
در عجب ماندم بجستم حالشان ** تا چه قدر مشترک یابم نشان
- Hayret ettim, bakalım aralarındaki kadr-i müştereke ait emare bulabilir miyim, diye hallerini araştırmaya koyuldum.
-
چون شدم نزدیک، من حیران و دنگ ** خود بدیدم هر دوان بودند لنگ 2105
- Hayretle yanlarına yaklaşınca gördüm ki ikisi de topal!”
-
خاصه شهبازی که او عرشی بود ** با یکی جغدی که او فرشی بود
- Hele Arşa mensup bir doğanla ferşin malı olan bir yarasa nasıl olur da beraber bulunur?
-
آن یکی خورشید علیین بود ** وین دگر خفاش کز سجین بود
- Biri İlliyîn’in güneşi, öbürü Siccîn’in yarasası.