-
آن یکی نوری ز هر عیبی بری ** وین یکی کوری گدای هر دری
- Biri her ayıptan arınmış tertemiz bir nur, öbürü her kapının dilencisi bir kör.
-
آن یکی ماهی که بر پروین زند ** وین یکی کرمی که در سرگین زید
- Biri Pervin burcuna ziya veren bir ay, öbürü fışkıda debelenen bir kurt.
-
آن یکی یوسف رخی عیسی نفس ** وین یکی گرگی و یا خر با جرس 2110
- Biri Yusuf yüzlü, İsa nefesli, öbürü bir kurt yahut çıngıraklı bir eşek.
-
آن یکی پران شده در لا مکان ** وین یکی در کاهدان همچون سگان
- Biri Lâmekân âleminde uçmakta, öbürü köpekler gibi samanlıkta kalakalmış!
-
با زبان معنوی گل با جعل ** این همیگوید که ای گنده بغل
- Gül, hâl diliyle bokböceğine şu sözleri söyleyip durmaktadır: “Ey koltuğu kokmuş,
-
گر گریزانی ز گلشن بیگمان ** هست آن نفرت کمال گلستان
- Gül bahçesinden kaçıyorsun ama bu nefretin gülistanın kemaline delâlet eder.
-
غیرت من بر سر تو دور باش ** میزند کای خس از اینجا دور باش
- Benim gayretim, senin başına dikilmiş bir yasakçıdır. Ey bayağı mahlûk, buradan uzak ol.” Gül bokböceğine şöyle bağırmaktadır:
-
ور بیامیزی تو با من ای دنی ** این گمان آید که از کان منی 2115
- “Ey aşağılık mahlûk, sen benimle ihtilât edersen benim madenimdesin diye bir şüphe hasıl olabilir.
-
بلبلان را جای میزیبد چمن ** مر جعل را در چمین خوشتر وطن
- Bülbüllere çayır, çimen yaraşır. Bokböceğine vatan da pisliktir.
-
حق مرا چون از پلیدی پاک داشت ** چون سزد بر من پلیدی را گماشت
- Tanrı, beni pislikten murdarlıktan arıttı. Başıma bir murdarı dikmesi lâyık mıdır?