هر که را دیو از کریمان وابرد ** بیکسش یابد سرش را او خورد2165
Şeytan, birisini kerem sahiplerinden ayırırsa onu kimsiz, kimsesiz bir hale kor, o halde de bulunca başını yer, mahvedip gider.
یک بدست از جمع رفتن یک زمان ** مکر دیو است بشنو و نیکو بدان
Topluluktan bir an bile ayrılmak bil ki Şeytan’ın hilesinden ibarettir.
تنها کردن باغبان صوفی و فقیه و علوی را از همدیگر
Bağcının, sofi, fakîh ve alevîyi birbirinden ayırıp yalnız bırakması
باغبانی چون نظر در باغ کرد ** دید چون دزدان به باغ خود سه مرد
Bir bahçıvan, bahçesine üç tane hırsızın girdiğini gördü.
یک فقیه و یک شریف و صوفیی ** هر یکی شوخی بدی لایوفیی
Bu üç kişinin birisi bir fakîh, birisi bir şerif, bir tanesi de bir sofi idi. Üçü de hafif meşrep ve vefasız kimselerdi.
گفت با اینها مرا صد حجت است ** لیک جمعاند و جماعت قوت است
Bahçıvan, kendi kendine “Bunlara karşı söyleyeceğim nice sözler, bunları ilzam için getireceğim yüzlerce deliller var. Fakat bunlar, bir topluluk. Topluluksa kuvvettir,
بر نیایم یک تنه با سه نفر ** پس ببرمشان نخست از همدگر2170
Tek başıma bu üç kişinin hakkından gelemem, Önce onları birbirinden ayırmak lâzım.
هر یکی را من به سویی افکنم ** چون که تنها شد سبیلش بر کنم
Her birisini, öbüründen ayırayım. Ondan sonra birer, birer saçlarını, sakallarını yolarım” dedi.
حیله کرد و کرد صوفی را به راه ** تا کند یارانش را با او تباه
Hile edip arkadaşlarıyla arasını açmak üzere önce sofiyi yola vurdu.
گفت صوفی را برو سوی وثاق ** یک گلیم آور برای این رفاق
Sofi gidince öbür iki arkadaşıyla yalnız kaldı.
رفت صوفی گفت خلوت با دو یار ** تو فقیهی وین شریف نامدار
Sofiye “Eve git, bu arkadaşlar için bir kilim getir” dedi. Fakîhe “Sen fakîhsin, bu da ünlü bir şerif.