-
او شریفی میکند دعوی سرد ** مادر او را که داند تا که کرد
- O şerif, manasız bir iddiada bulunuyor. Anasının ne iş ettiğini kim bilir ki?
-
بر زن و بر فعل زن دل مینهید ** عقل ناقص و آن گهانی اعتماد
- Karıya ve karı işine gönül bağlıyor, hem kadınlar nâkıs akıllıdır diyor, hem de onlara itimat edemiyorsunuz.
-
خویشتن را بر علی و بر نبی ** بسته است اندر زمانه بس غبی 2195
- Zamanede nice ahmaklar, Ali’ye Peygambere nispet iddia ederler.”
-
هر که باشد از زنا و زانیان ** این برد ظن در حق ربانیان
- Zinadan ve zina edicilerden olan herkes, Tanrı mensupları için işte bu zanda bulunur.
-
هر که بر گردد سرش از چرخها ** همچو خود گردنده بیند خانه را
- Dönen ve bu yüzden başı dönmüş olan kişi elbette evi de kendisi gibi döner görür.
-
آن چه گفت آن باغبان بو الفضول ** حال او بد، دور از اولاد رسول
- O edepsiz bahçıvanın söylediği sözler, kendi haliydi. Evlâdı Resulden o işler, uzaktır.
-
گر نبودی او نتیجه مرتدان ** کی چنین گفتی برای خاندان
- O bahçıvan mürtetlerin dölü olmasaydı Peygamber hanedanı hakkında böyle söyler miydi?
-
خواند افسونها شنید آن را فقیه ** در پیش رفت آن ستمکار سفیه 2200
- Afsunlar okudu, fakîh de bunları dinledi. Bunun üzerine o sitemkâr fakîh şerifin ardından gidip,
-
گفت ای خر اندر این باغت که خواند ** دزدی از پیغمبرت میراث ماند
- “Ey eşek, bu bağa seni kim davet etti? Hırsızlık sana Peygamberden mi miras kaldı?
-
شیر را بچه همیماند بدو ** تو به پیغمبر به چه مانی بگو
- Aslan yavrusu, aslana benzer, sen söyle bakayım, Peygambere ne yüzden benziyorsun?” dedi.