-
گفت با او مشورت کن و انچه گفت ** تو خلاف آن کن و در راه افت
- Peygamber, “ Onunla da meşverette bulun, fakat ne derse onun zıddını yap, ona aykırı yola git” dedi.
-
نفس خود را زن شناس از زن بتر ** ز انکه زن جزوی است نفست کل شر
- Nefsini kadın bil, hatta kadından da beter. Çünkü kadın cüzüdür, nefsinse şerrin küllü!
-
مشورت با نفس خود گر میکنی ** هر چه گوید کن خلاف آن دنی
- Nefsinle meşveret edersen o aşağılığın dediğine uyma, aksini yap;
-
گر نماز و روزه میفرمایدت ** نفس مکار است مکری زایدت
- Hatta sana namaz kıl, oruç tut diye emretse bile, nefis hilecidir, o emriyle bile sana bir hile kuracaktır.
-
مشورت با نفس خویش اندر فعال ** هر چه گوید عکس آن باشد کمال 2275
- Yapacağın işte nefsinle meşveret etmek ve ne derse aksini yapmak kemaldir.
-
بر نیایی با وی و استیز او ** رو بر یاری بگیر آمیز او
- Onunla başa çıkamaz, onun inadına karşı koyamazsın. Yürü, bir dost kazan, onunla uzlaş!
-
عقل قوت گیرد از عقل دگر ** نی شکر کامل شود از نیشکر
- Akıl, başka bir akıldan kuvvet bulur. Şeker kamışı, şeker kamışından kemal kazanır.
-
من ز مکر نفس دیدم چیزها ** کاو برد از سحر خود تمییزها
- Ben, nefsimin hilesinden neler gördüm neler. Sihriyle akıl ve temyizi bile giderir!
-
وعدهها بدهد ترا تازه به دست ** که هزاران بار آنها را شکست
- Sana yeniden yeniye vaatlerde bulunur da binlerce kere bozar.
-
عمر اگر صد سال خود مهلت دهد ** اوت هر روزی بهانهی نو نهد 2280
- Ömrün, sana yüzlerce yıl mühlet verse nefis, her gün yeni bir bahane bulur, sana mâni olur;