علم چون آموخت سگ رست از ضلال ** میکند در بیشهها صید حلال
Köpek bile, ilim öğrenince azgınlıktan kurtulur, ormanlarda helâl hayvanlar avlar.
سگ چو عالم گشت شد چالاک زحف ** سگ چو عارف گشت شد ز اصحاب کهف
Köpek bile âlim olunca savaşta çevikleşir. Köpek bile ârif olunca Eshâb-ı Kehif’ten olur.
سگ شناسا شد که میر صید کیست ** ای خدا آن نور اشناسنده چیست2365
Köpek bile avcıları kimdir, anlar, tanır. Yarabbi, her şeyi tanıtan o nur nedir ki?
کور نشناسد نه از بیچشمی است ** بلکه این ز آن است کز جهل است مست
Körün tanıyamaması, gözü olmadığından değildir; bu, onun bilgisizlikten sarhoş olması yüzündendir.
نیست خود بیچشم تر کور از زمین ** این زمین از فضل حق شد خصم بین
Kör, bu yeryüzünden de daha gözsüz değil ya! Hâlbuki bu yer bile Tanrı inayetiyle düşmanı tanıdı!
نور موسی دید و موسی را نواخت ** خسف قارون کرد و قارون را شناخت
Musa’nın nurunu gördü, ona iltifat etti, Karun’u ise tanıdı yere geçirdi.
رجف کرد اندر هلاک هر دعی ** فهم کرد از حق که یا أرض ابلعی
Benlikte bulunan her kişiyi helâk etti, Tanrının “ Ya ard ublai” emrini anladı.
خاک و آب و باد و نار با شرر ** بیخبر با ما و با حق با خبر2370
Toprak su, yer ve kıvılcımlı ateş, bizimle her şeyden habersiz fakat Tanrı ile her şeyden haberdardırlar.
ما بعکس آن ز غیر حق خبیر ** بیخبر از حق و از چندین نذیر
Bizim ise onun aksine Hak’tan gayrı her şeyden haberimiz var da Hak’tan haberimiz yoktur. Tehditçilerden bihaberiz!
لاجرم أشفقن منها جملهشان ** کند شد ز آمیز حیوان حملهشان
Hülâsa onların hepsi Tanrı emanetini yüklenmekten korktular, çekindiler. Fakat hayvanla karışınca bu çekinmeleri, bu çalışmaları körleşti, neticesiz bir hale geldi!