-
گفت آن چه خوردهای آن چیست آن ** گفت آن که در سبو مخفی است آن 2390
- Ne içtin, içtiğin ne ?” diye sordu. Adam “ Testide gizli olan şey işte” dedi.
-
دور میشد این سؤال و این جواب ** ماند چون خر محتسب اندر خلاب
- Bu sual cevap, birbirine ulanıp gitti. Muhtesip de eşek gibi çamura saplanıp kaldı.
-
گفت او را محتسب هین آه کن ** مست هو هو کرد هنگام سخن
- Ona, “Gel de bir ah de bakalım” dedi. Sarhoş söz söylerken “Hu, hu” dedi.
-
گفت گفتم آه کن هو میکنی ** گفت من شاد و تو از غم دم زنی
- Muhtesip, “Ben sana ah dedim, hu, de demedim, sen hu diyorsun” deyince, adam, “Ben neşeliyim, sen gamdan iki büklüm olmuşsun.
-
آه از درد و غم و بیدادی است ** هوی هوی می خوران از شادی است
- Ah; dertten, gamdan, zulümden olur. Sarhoşların bu hu’larıysa neşedendir.” dedi.
-
محتسب گفت این ندانم خیز خیز ** معرفت متراش و بگذار این ستیز 2395
- Muhtesip, “Ben şunu, bunu bilmem, kalk. Marifet satıp durma. Bu dırıltıyı bırak” dedi.
-
گفت رو تو از کجا من از کجا ** گفت مستی خیز تا زندان بیا
- Adam, “Yürü be, sen neredesin, ben nerede?” deyince, Muhtesip, “ Hadi kalk, zindana gel” dedi.
-
گفت مست ای محتسب بگذار و رو ** از برهنه کی توان بردن گرو
- Sarhoş dedi ki: “Be Muhtesip, beni bırak da yürü işine. Çıplak adamdan rehin alabilir misin sen?
-
گر مرا خود قوت رفتن بدی ** خانهی خود رفتمی وین کی شدی
- Eğer benim yürümeye kuvvetim olsaydı burada yatar mıydım. Evime giderdim.
-
من اگر با عقل و با امکانمی ** همچو شیخان بر سر دکانمی
- Eğer benim de aklım olsaydı, imkânını bulsaydım şeyhler gibi dükkân başında bulunurdum.”
-
دوم بار در سخن کشیدن سایل آن بزرگ را تا حال او معلوم تر گردد
- Adam’ın halini anlamak için o ulu zatı ikinci defa olarak konuşturması