-
روز شد خادم بیامد بامداد ** زود پالان جست بر پشتش نهاد
- Gündüz olunca, hizmetçi gelip hemen semerini düzeltti, sırtına vurdu.
-
خر فروشانه دو سه زخمش بزد ** کرد با خر آن چه ز آن سگ میسزد
- Eşekçiler gibi birkaç sopa indirdi. O köpek hizmetçiden ne umulursa eşeğe onu yaptı.
-
خر جهنده گشت از تیزی نیش ** کو زبان تا خر بگوید حال خویش
- Eşek dayağın, şiddetinden sıçradı, kalktı. Dili yok ki halini söylesin!
-
گمان بردن کاروانیان که بهمیهای صوفی رنجور است
- Kervan halkının Sofinin eşeğini hasta sanmaları
-
چون که صوفی بر نشست و شد روان ** رو در افتادن گرفت او هر زمان
- Sofi, merkebe binip yola düzülünce merkep, her an yüzüstü düşmeye başladı.
-
هر زمانش خلق بر میداشتند ** جمله رنجورش همیپنداشتند 245
- Halk, merkep düştükçe onu kaldırmaya koyuldu. Herkes onu hasta sanıyordu.
-
آن یکی گوشش همیپیچید سخت ** و آن دگر در زیر گامش جست لخت
- Birisi kulağını burmakta, öbürü yara var mı diye damağını yoklamakta,
-
و آن دگر در نعل او میجست سنگ ** و آن دگر در چشم او میدید زنگ
- Diğeri nalında taş aramakta, bir diğeri de gözünü puslu görmekteydi.
-
باز میگفتند ای شیخ این ز چیست ** دی نمیگفتی که شکر این خر قوی است
- Sofiye “ Ey Şeyh, bu ne hal? Dün, şükür olsun, bu eşek kuvvetlidir demiyor muydun?” dediler.
-
گفت آن خر کاو به شب لاحول خورد ** جز بدین شیوه نداند راه کرد
- Sofi, geceleyin “Lâhavle” yiyen eşek, ancak böyle gider.
-
چون که قوت خر به شب لاحول بود ** شب مسبح بود و روز اندر سجود 250
- Merkebin azığı geceleyin “Lâhavle” olur, Geceleyin tespih çeker durursa gündüzün de secde eder, dedi.