-
اوست دیوانه که دیوانه نشد ** این عسس را دید و در خانه نشد
- Divane odur ki divane olmadı, divane odur ki bu bekçiyi gördüğü halde evine girmedi.
-
دانش من جوهر آمد نه عرض ** این بهایی نیست بهر هر غرض
- Benim bilgim cevherdir, araz değil. Bu değerli bilgi, bir maksada erişmek için değil ki.
-
کان قندم نیستان شکرم ** هم ز من میروید و من میخورم
- Ben şeker madeniyim, şeker kamışıyım, hem benden yetişmekte, hem ben yiyorum.
-
علم تقلیدی و تعلیمی است آن ** کز نفورش مستمع دارد فغان
- Bir bilgiyi işiten kişi beğenmez, kabul eylemez, feryat ederse o bilgi taklit bilgisidir, öğrenilerek elde edilmiştir.( adama mal olmamıştır.)
-
چون پی دانه نه بهر روشنی است ** همچو طالب علم دنیای دنی است 2430
- Çünkü geçim elde edilmiştir, gönül aydınlatmak için değil. Bu ilim de, talibi gibi aşağılık dünya ilmidir.
-
طالب علم است بهر عام و خاص ** نی که تا یابد از این عالم خلاص
- Bazı adamlar, havas ve avama görünmek için ilim öğrenmek ister, bu âlemden halâs olmak için değil.
-
همچو موشی هر طرف سوراخ کرد ** چون که نورش راند از در گشت سرد
- Böyle adam fareye benzer; her tarafı deler ama vuslat nurlarından gafildir.
-
چون که سوی دشت و نورش ره نبود ** هم در آن ظلمات جهدی مینمود
- Nuru, sahraya yol bulamadığı için ona bu karanlık kuyusu, hoş bir meskendir.
-
گر خدایش پر دهد پر خرد ** برهد از موشی و چون مرغان پرد
- Fakat Tanrı, ona akıl kanadını ihsan ederse farelikten kurtulur, kuşlar gibi uçar.
-
ور نجوید پر بماند زیر خاک ** ناامید از رفتن راه سماک 2435
- Kanat aramazsa yerin dibinde kalır, Simâk burcuna yol bulmaktan ümitsiz bir hale düşer.