-
آن انا بیوقت گفتن لعنت است ** آن انا در وقت گفتن رحمت است
- Bu “Ene” sözünü vakitsiz söylemek; lânete düşmektir, “Ene” yi vaktinde söylemek rahmettir.
-
آن انا منصور رحمت شد یقین ** آن انا فرعون لعنت شد ببین
- Mansur’un “Ene” deyişi, şüphe yok ki rahmetten ibarettir; fakat Firavunun “ Ene” deyişine bir bak, lânetin ta kendisi!
-
لاجرم هر مرغ بیهنگام را ** سر بریدن واجب است اعلام را
- Hulasa vakitsiz öten her horozun ibret için başını kesmek gerekir.
-
سر بریدن چیست کشتن نفس را ** در جهاد و ترک گفتن نفس را 2525
- Baş kesmek nedir? Dünyada nefsi öldürmek, nefsin dileklerini terk etmek.
-
آن چنان که نیش کژدم بر کنی ** تا که یابد او ز کشتن ایمنی
- Bu da öldürülmekten kurtulsun diye akrebin iğnesini çıkarmak gibidir.
-
بر کنی دندان پر زهری ز مار ** تا رهد مار از بلای سنگسار
- Taşla tepelenme belâsından kurtulsun diye yılanın zehirli dişini sökersin ya!
-
هیچ نکشد نفس را جز ظل پیر ** دامن آن نفس کش را سخت گیر
- Nefsi, pirin gölgesinden başka hiçbir şey öldürmez. O nefis öldürenin eteğine sımsıkı sarıl.
-
چون بگیری سخت آن توفیق هوست ** در تو هر قوت که آید جذب اوست
- Eteğini sıkıca tuttun mu, bu, Tanrı tevfikidir. Sende beliren her kuvvet, onun seni çekişinden, dileyişinden meydana gelir.
-
ما رمیت إذ رمیت راست دان ** هر چه کارد جان بود از جان جان 2530
- “Ma remeye iz remeyte” iyi bil. Canın nesi varsa canlar canındandır.
-
دست گیرنده وی است و بردبار ** دمبهدم آن دم از او امید دار
- Elini tutan, yükünü yüklenen odur. Her an, her nefes, o anı, o nefesi ondan um!