-
هیچ نکشد نفس را جز ظل پیر ** دامن آن نفس کش را سخت گیر
- Nefsi, pirin gölgesinden başka hiçbir şey öldürmez. O nefis öldürenin eteğine sımsıkı sarıl.
-
چون بگیری سخت آن توفیق هوست ** در تو هر قوت که آید جذب اوست
- Eteğini sıkıca tuttun mu, bu, Tanrı tevfikidir. Sende beliren her kuvvet, onun seni çekişinden, dileyişinden meydana gelir.
-
ما رمیت إذ رمیت راست دان ** هر چه کارد جان بود از جان جان 2530
- “Ma remeye iz remeyte” iyi bil. Canın nesi varsa canlar canındandır.
-
دست گیرنده وی است و بردبار ** دمبهدم آن دم از او امید دار
- Elini tutan, yükünü yüklenen odur. Her an, her nefes, o anı, o nefesi ondan um!
-
نیست غم گر دیر بیاو ماندهای ** دیرگیر و سختگیرش خواندهای
- Onun feyzine geç mazhar olduysan gam yeme. Bilirsin ki ihmal etmez, imhal eder.
-
دیر گیرد سخت گیرد رحمتش ** یک دمت غایب ندارد حضرتش
- Tanrı rahmeti geç erişir ama adamakıllı erişir, seni bir an bile huzurundan ayırmaz, her an seninledir.
-
گر تو خواهی شرح این وصل و ولا ** از سر اندیشه میخوان و الضحی
- Bu vuslatın, bu muhabbetin şerhini duymak istersen adamakıllı düşünerek “Vedduha” suresini okuyuver!
-
ور تو گویی هم بدیها از وی است ** لیک آن نقصان فضل او کی است 2535
- Eğer sen kötülükler de ondandır dersen öyledir ama bundan onun kemaline noksan mı gelir ki?
-
آن بدی دادن کمال اوست هم ** من مثالی گویمت ای محتشم
- Bu kötülük ihsanı da onun kemalindendir. Dinle ulu kişi, sana bir misal getireyim:
-
کرد نقاشی دو گونه نقشها ** نقشهای صاف و نقشی بیصفا
- Meselâ ressam iki türlü resim yapar: Güzellerin resimleriyle, çirkin resimleri.