English    Türkçe    فارسی   

2
2528-2537

  • هیچ نکشد نفس را جز ظل پیر ** دامن آن نفس کش را سخت گیر
  • Nefsi, pirin gölgesinden başka hiçbir şey öldürmez. O nefis öldürenin eteğine sımsıkı sarıl.
  • چون بگیری سخت آن توفیق هوست ** در تو هر قوت که آید جذب اوست‏
  • Eteğini sıkıca tuttun mu, bu, Tanrı tevfikidir. Sende beliren her kuvvet, onun seni çekişinden, dileyişinden meydana gelir.
  • ما رمیت إذ رمیت راست دان ** هر چه کارد جان بود از جان جان‏ 2530
  • “Ma remeye iz remeyte” iyi bil. Canın nesi varsa canlar canındandır.
  • دست گیرنده وی است و بردبار ** دم‏به‏دم آن دم از او امید دار
  • Elini tutan, yükünü yüklenen odur. Her an, her nefes, o anı, o nefesi ondan um!
  • نیست غم گر دیر بی‏او مانده‏ای ** دیرگیر و سخت‏گیرش خوانده‏ای‏
  • Onun feyzine geç mazhar olduysan gam yeme. Bilirsin ki ihmal etmez, imhal eder.
  • دیر گیرد سخت گیرد رحمتش ** یک دمت غایب ندارد حضرتش‏
  • Tanrı rahmeti geç erişir ama adamakıllı erişir, seni bir an bile huzurundan ayırmaz, her an seninledir.
  • گر تو خواهی شرح این وصل و ولا ** از سر اندیشه می‏خوان و الضحی‏
  • Bu vuslatın, bu muhabbetin şerhini duymak istersen adamakıllı düşünerek “Vedduha” suresini okuyuver!
  • ور تو گویی هم بدیها از وی است ** لیک آن نقصان فضل او کی است‏ 2535
  • Eğer sen kötülükler de ondandır dersen öyledir ama bundan onun kemaline noksan mı gelir ki?
  • آن بدی دادن کمال اوست هم ** من مثالی گویمت ای محتشم‏
  • Bu kötülük ihsanı da onun kemalindendir. Dinle ulu kişi, sana bir misal getireyim:
  • کرد نقاشی دو گونه نقشها ** نقشهای صاف و نقشی بی‏صفا
  • Meselâ ressam iki türlü resim yapar: Güzellerin resimleriyle, çirkin resimleri.