English    Türkçe    فارسی   

2
253-262

  • از دم دیو آن که او لاحول خورد ** هم چو آن خر در سر آید در نبرد
  • Şeytan’ın ağzından çıkan “Lâhavle”ye kanan kişi, savaşta o eşek gibi tepesi üstüne düşer.
  • هر که در دنیا خورد تلبیس دیو ** و ز عدوی دوست رو تعظیم و ریو
  • Dünyada Şeytan’ın şeytanlığına uyan; dost yüzlü düşmanın hürmetine, hilesine kanarsa,
  • در ره اسلام و بر پول صراط ** در سر آید همچو آن خر از خباط 255
  • O eşek gibi arıklıktan ve sersemlikten İslâm yolunda, Sırat köprüsünün üstünde tepe taklak gelir.
  • عشوه‏های یار بد منیوش هین ** دام بین ایمن مرو تو بر زمین‏
  • Kötü dostun işvelerine kulak verme; yeryüzünde tuzak gör, emniyetle yürüme.
  • صد هزار ابلیس لاحول آر بین ** آدما ابلیس را در مار بین‏
  • Yüz binlerce “ Lâhavle” okuyan Şeytan’a bak; ey Âdem, iblisi gör, bak nasıl yılanda gizlenmiş!
  • دم دهد گوید ترا ای جان و دوست ** تا چو قصابی کشد از دوست پوست‏
  • Dostun postunu yüzmek için kasap gibi sana “Ey can, ey sevgili” diye hitap eder.
  • دم دهد تا پوستت بیرون کشد ** وای او کز دشمنان آفیون چشد
  • Bu suretle postunu yüzmek ister. Düşmanların afyonunu tadan kişinin vay haline!
  • سر نهد بر پای تو قصاب‏وار ** دم دهد تا خونت ریزد زار زار 260
  • Ağlatıp inleterek kanını dökmek için kasap gibi ayağın baş kor, sana hitaplarda bulunur.
  • همچو شیری صید خود را خویش کن ** ترک عشوه‏ی اجنبی و خویش کن‏
  • Aslanlar gibi avını kendin avla. Yabancının yaltaklanmasını da terk et, akrabanın yaltaklanmasını da!
  • همچو خادم دان مراعات خسان ** بی‏کسی بهتر ز عشوه‏ی ناکسان‏
  • Aşağılık kişilerin hürmetini, hatır saymasını, o hizmetçinin hürmeti ve hatır sayması gibi bil. Kimsesizlik, adam olmayan kişilerin işvesinden iyidir.