-
ور تو گویی هم بدیها از وی است ** لیک آن نقصان فضل او کی است 2535
- Eğer sen kötülükler de ondandır dersen öyledir ama bundan onun kemaline noksan mı gelir ki?
-
آن بدی دادن کمال اوست هم ** من مثالی گویمت ای محتشم
- Bu kötülük ihsanı da onun kemalindendir. Dinle ulu kişi, sana bir misal getireyim:
-
کرد نقاشی دو گونه نقشها ** نقشهای صاف و نقشی بیصفا
- Meselâ ressam iki türlü resim yapar: Güzellerin resimleriyle, çirkin resimleri.
-
نقش یوسف کرد و حور خوش سرشت ** نقش عفریتان و ابلیسان زشت
- Yusuf’un, yaratılışı güzel hurinin resmini de yapar, ifritlerin, çirkin iblislerin resmini de.
-
هر دو گونه نقش استادی اوست ** زشتی او نیست آن رادی اوست
- İki türlü resim de onun üstatlığının eseridir. Bu, ressamın çirkinliğine delil olamaz, bilâkis üstatlığına delildir.
-
زشت را در غایت زشتی کند ** جمله زشتیها به گردش بر تند 2540
- Çirkini gayet çirkin olarak yapar, o derecede ki bütün çirkinlikler, onun etrafında döner, örülür.
-
تا کمال دانشش پیدا شود ** منکر استادیش رسوا شود
- Bu suretle de bilgisindeki kemal meydana gelir, üstatlığını inkâr eden rüsvay olur.
-
ور نداند زشت کردن ناقص است ** زین سبب خلاق گبر و مخلص است
- Eğer çirkinin resmini yapmayı bilmezse ressam, nâkıstır. İşte bu yüzden Tanrı hem kâfirin yaratıcısıdır, hem müminin.
-
پس از این رو کفر و ایمان شاهدند ** بر خداوندیش و هر دو ساجدند
- Bu yüzden küfür de Tanrılığına şahittir, iman da. İkisi de ona secde eder.
-
لیک مومن دان که طوعا ساجد است ** ز انکه جویای رضا و قاصد است
- Fakat bil ki müminin secdesi dileyerektir. Çünkü mümin, Tanrı rızasını arar, maksadı onun rızasını almaktır.