-
گفت امیر ای راه زن حجت مگو ** مر ترا ره نیست در من ره مجو 2700
- Emîr, Şeytana dedi ki: “Ey yol vurucu, delil getirme. Beni kandırmağa yol bulamazsın, yol arama.
-
ره زنی و من غریب و تاجرم ** هر لباساتی که آری کی خرم
- Sen bir dolandırıcısın ben de garip bir tacirim. Getirdiğin her elbiseyi nasıl alabilirim?
-
گرد رخت من مگرد از کافری ** تو نه ای رخت کسی را مشتری
- Kâfirlik edip pılımın, pırtımın etrafında dolaşma. Sen hiç kimsenin malına müşteri değilsin.
-
مشتری نبود کسی را راه زن ** ور نماید مشتری مکر است و فن
- Dolandırıcı müşteri olamaz. Müşteri gibi görünse bile bu, hileden, düzenden ibarettir.
-
تا چه دارد این حسود اندر کدو ** ای خدا فریاد ما را زین عدو
- Kim bilir, bu hasetçinin kabağında ne var? Tanrı, bu düşmanın elinden bizi kurtar, feryadımıza yetiş!
-
گر یکی فصلی دگر در من دمد ** در رباید از من این ره زن نمد 2705
- Bir kere daha bana üfürür, beni bir kere daha afsunlarsa bu hırsız, hırkamı kaptı gitti!
-
نالیدن معاویه به حضرت حق تعالی از ابلیس و نصرت خواستن
- BASLIK YOK
-
این حدیثش همچو دود است ای اله ** دست گیر ار نه گلیمم شد سیاه
- Onun bu sözü duman gibidir. Ey Tanrı, elimi tut, yoksa kilimim elden gider.
-
من به حجت بر نیایم با بلیس ** کاوست فتنهی هر شریف و هر خسیس
- Bir delil getirmekle İblis’e üst olamam. Çünkü o, her yüce, her aşağılık kişinin fitnecisi, imtihancısıdır.
-
آدمی که علم الاسما بک است ** در تک چون برق این سگ بیتک است
- “Allemel esma” ya bey olan Âdem bile bu köpeğin yıldırım gibi koşuşuna karşı yaya kalmıştır.
-
از بهشت انداختش بر روی خاک ** چون سمک در شست او شد از سماک
- Şeytan, onu bile cennetten yeryüzüne atmıştır. Âdem bile Simâk burcundayken balık gibi onun oltasına düşmüş,