-
من ز سرگین مینجویم بوی مشک ** من در آب جو نجویم خشت خشک
- Fışkıdan misk kokusunu istemem. Irmak içinde kuru kerpiç araştırmam.
-
من ز شیطان این نجویم کاوست غیر ** که مرا بیدار گرداند به خیر
- Ağyar olan Şeytan’dan beni hayır için uyandırmayı ummam.”
-
راست گفتن ابلیس ضمیر خود را به معاویه
- İblis’in, hilesini Muaviye’ye doğru söylemesi
-
گفت بسیار آن بلیس از مکر و غدر ** میر از او نشنید کرد استیز و صبر
- İblis, birçok hileye, düzene kalkıştıysa da Emîr, onun inadını, inkârını dinlemedi.
-
از بن دندان بگفتش بهر آن ** کردمت بیدار میدان ای فلان 2765
- Bunun üzerine sözü ağzının içinde geveleyerek dedi ki: “Ey Muaviye, ben seni şunun için uyandırdım:
-
تا رسی اندر جماعت در نماز ** از پی پیغمبر دولت فراز
- Cemaate yetişesin, devletli Peygamber’in ardında namaz kılasın.
-
گر نماز از وقت رفتی مر ترا ** این جهان تاریک گشتی بیضیا
- Eğer namaz fevt olsaydı, vakit geçseydi bu cihan, sana nursuz, kapkaranlık kesilecekti.
-
از غبین و درد رفتی اشکها ** از دو چشم تو مثال مشکها
- Bu ziyandan bu dertten dolayı ağlayacak, gözlerinden âdeta kâselerle yaş dökecektin.
-
ذوق دارد هر کسی در طاعتی ** لاجرم نشکیبد از وی ساعتی
- Herkes, ibadetten bir zevk alır, bu yüzden de bir an bile sabredemez, ibadette bulunur.
-
آن غبین و درد بودی صد نماز ** کو نماز و کو فروغ آن نیاز 2770
- Fakat o dert, o gussa yüzlerce namaza değer. Nerede namaz, nerede o niyazın ışığı?”
-
فضیلت حسرت خوردن آن مخلص بر فوت نماز جماعت
- İhlâs sahibi birisinin cemaati kaçırdığından dolayı tahassür ve iştiyakı
-
آن یکی میرفت در مسجد درون ** مردم از مسجد همیآمد برون
- Birisi mescide girerken baktı ki halk mescitten çıkıyor.