-
گفت باشد کان طرف دزدی بود ** گر نگردم زود این بر من رود
- Adam, herhalde orada da bir hırsız olacak, hemen gitmezsem başıma belâ kesilecek,
-
در زن و فرزند من دستی زند ** بستن این دزد سودم کی کند
- Çoluğuma, çocuğuma el uzatacak. O vakit bunu tutmaktan ne faydam olur?
-
این مسلمان از کرم میخواندم ** گر نگردم زود پیش آید ندم 2800
- Bu Müslüman, kerem edip beni çağırıyor. Hemencecik gitmezsem herhalde bir kötülüğü düşeceğim deyip.
-
بر امید شفقت آن نیک خواه ** دزد را بگذاشت باز آمد به راه
- O iyilikçi Müslüman’ın şefkatine güvenerek hırsızı bıraktı yola düzüldü.
-
گفت ای یار نکو احوال چیست ** این فغان و بانگ تو از دست کیست
- Varıp “Aziz dost ne var? Böyle kimin elinden feryat ediyorsun ?” dedi.
-
گفت اینک بین نشان پای دزد ** این طرف رفته ست دزد زن بمزد
- Adam “İşte, hırsızın ayak izine bak. Hırsız çalacağını çalıp bu tarafa gitmiş.
-
نک نشان پای دزد قلتبان ** در پی او رو بدین نقش و نشان
- İşte o kaltabanın ayak izi. Yürü, bu izi izle, ardından koş!” dedi.
-
گفت ای ابله چه میگویی مرا ** من گرفته بودم آخر مر و را 2805
- Adam “Be ahmak, sen ne söylüyorsun? Ben onu tutmuşum.
-
دزد را از بانگ تو بگذاشتم ** من تو خر را آدمی پنداشتم
- Sen bağırınca koyuverdim. Sen bir eşekmişsin meğerse. Bense seni adam sandım.
-
این چه ژاژست و چه هرزه ای فلان ** من حقیقت یافتم چه بود نشان
- Bu ne herze, bu ne hezeyan? Ben kendisini tutmuştum, ayak izini ne yapayım?” dedi.