-
هر منافق مصحفی زیر بغل ** سوی پیغمبر بیاورد از دغل
- Her münafık, koltuğuna bir Mushaf urup hile ile Peygamber’e koştu;
-
بهر سوگندان که ایمان جنتی است ** ز انکه سوگندان کژان را سنتی است
- Yemin etmeye koyuldu. Çünkü yemin etmek siperdir, ve yemin etmek, yalancı kişilerin âdetidir.
-
چون ندارد مرد کژ در دین وفا ** هر زمانی بشکند سوگند را
- Yalancı, dolancı adam, dinde vefakâr olmadığından her an yeminini bozar.
-
راستان را حاجت سوگند نیست ** ز انکه ایشان را دو چشم روشنی است
- Doğruların yemin etmeğe ihtiyaçları yoktur. Onların gözleri aydındır.
-
نقض میثاق و عهود از احمقی است ** حفظ ایمان و وفا کار تقی است 2875
- Ahdi, misakı bozmak, ahmaklıktandır. Yeminine vefa etmek ve yemininde durmaksa temiz kişinin işidir.
-
گفت پیغمبر که سوگند شما ** راست گیرم یا که سوگند خدا
- Peygamber dedi ki : “Sizin yemininize mi inanayım, Allah’ın yeminine mi?”
-
باز سوگند دگر خوردند قوم ** مصحف اندر دست و بر لب مهر صوم
- Münafıklar, yine ellerin de Mushaf olduğu halde güya ağızlarının orucuyla yemin etmeye giriştiler.
-
که به حق این کلام پاک راست ** کان بنای مسجد از بهر خداست
- “Bu doğru ve temiz kelâm hakkı için o mescidi kurmamız Allah rızası içindir.
-
اندر آن جا هیچ مکر و حیله نیست ** اندر آن جا ذکر و صدق و یا ربی است
- Bu hususta hiçbir hilemiz, düzenimiz yok. Orada ancak Allah’yı anacak, doğru bir yürekle Allah’ya ibadet edeceğiz” dediler.
-
گفت پیغمبر که آواز خدا ** میرسد در گوش من همچون صدا 2880
- Peygamber dedi ki: “Allah’ın sesi, kulağına diğer sesler gibi gelmekte.