-
شیر ده ای مادر موسی و را ** و اندر آب افکن میندیش از بلا
- Ey Musa’nın anası, Musa’ya süt ver, belâya düşeceğini düşünme, suya at!
-
هر که در روز أ لست آن شیر خورد ** همچو موسی شیر را تمییز کرد 2970
- Kim, Elest gününde o sütü emmişse Musa gibi sütü fark eder.
-
گر تو بر تمییز طفلت مولعی ** این زمان یا ام موسی ارضعی
- Çocuğun fark ve temyiz sahibi olmasını cidden istiyorsan, ey Musa’nın anası, hemen şimdi onu emzir de,
-
تا ببیند طعم شیر مادرش ** تا فرو ناید بدایهی بد سرش
- Anasının sütündeki lezzeti anlasın, yaratılışı kötü dadılara teslim olmasın.
-
شرح فایدهی حکایت آن شخص شتر جوینده
- Devesini arayan adamın hikâyesinin faydası
-
اشتری گم کردهای ای معتمد ** هر کسی ز اشتر نشانت میدهد
- Ey itimada lâyık adam, sen bir deve kaybetmişsin, herkes sana devenden bir nişan vermekte.
-
تو نمیدانی که آن اشتر کجاست ** لیک دانی کاین نشانیها خطاست
- Sen devenin nerede olduğunu bile bilmiyorsun ama o söylenen nişanların yanlış olduğunu biliyorsun.
-
و انکه اشتر گم نکرد او از مری ** همچو آن گم کرده جوید اشتری 2975
- Devesini kaybetmeyen de taklitle devesini kaybeden kişi gibi bir deve arar.
-
که بلی من هم شتر گم کردهام ** هر که یابد اجرتش آوردهام
- “ Ben de devemi kaybettim. Kim bulursa müjdesini vereceğim” der.
-
تا در اشتر با تو انبازی کند ** بهر طمع اشتر این بازی کند
- Deve aramakta seninle yoldaşlık eder, deveye tamah ettiğinden böyle bir oyuna girişir.
-
هر چه را گویی خطا بود آن نشان ** او به تقلید تو میگوید همان
- Sen, kime “ Bu söylediklerin yanlış” dersen o da sana uyup aynı sözü söyler.