-
در جهان معروف بد علیای او ** گشت معروفی بعکس ای وای او
- Yüceliği âlemde tanınmıştı; aksiyle tanındı, yazık!
-
تا نه ای ایمن تو معروفی مجو ** رو بشو از خوف پس بنمای رو
- Emin değilsen, tanınmayı isteme. Yürü, yüzünü korkuyla yıka da sonra göster.
-
تا نروید ریش تو ای خوب من ** بر دگر ساده ز نخ طعنه مزن
- Güzelim, sakalın çıkmıyorsa başka sakalsızları kınama.
-
این نگر که مبتلا شد جان او ** در چهی افتاد تا شد پند تو
- Şu işe bak: Şeytan, belâlara düştü de sana ibret oldu.
-
تو نیفتادی که باشی پند او ** زهر او نوشید تو خور قند او 3045
- Sen belâya uğrayıp ona ibret olmadın o zehri içti, sen şerbetini iç (ibret almana bak!).
-
قصد کردن غزان به کشتن یک مردی تا آن دگر بترسد
- Oğuzların, birini korkutmak için başka birini öldürmeye kalkışmaları
-
آن غزان ترک خونریز آمدند ** بهر یغما بر دهی ناگه زدند
- Kan dökücü Oğuz Türkleri, malları yağma etmek üzere bir köye girdiler.
-
دو کس از اعیان آن ده یافتند ** در هلاک آن یکی بشتافتند
- O köyün eşrafından iki kişi yakalayıp birini öldürmeye niyet ettiler.
-
دست بستندش که قربانش کنند ** گفت ای شاهان و ارکان بلند
- Öldürmek üzere elini bağladıkları zaman dedi ki: “Padişahlar, yüce erler.
-
در چه مرگم چرا میافگنید ** از چه آخر تشنهی خون منید
- Niye benim kanıma kastediyorsunuz. Neden benim kanıma susadınız?
-
چیست حکمت چه غرض در کشتنم ** چون چنین درویشم و عریان تنم 3050
- Öldürülmemde ki maksat, garaz ne? Görüyorsunuz ya, gördüğünüz gibi yoksulum, çırçıplak bir adamım”