English    Türkçe    فارسی   

2
3042-3051

  • تا نه ای ایمن تو معروفی مجو ** رو بشو از خوف پس بنمای رو
  • Emin değilsen, tanınmayı isteme. Yürü, yüzünü korkuyla yıka da sonra göster.
  • تا نروید ریش تو ای خوب من ** بر دگر ساده ز نخ طعنه مزن‏
  • Güzelim, sakalın çıkmıyorsa başka sakalsızları kınama.
  • این نگر که مبتلا شد جان او ** در چهی افتاد تا شد پند تو
  • Şu işe bak: Şeytan, belâlara düştü de sana ibret oldu.
  • تو نیفتادی که باشی پند او ** زهر او نوشید تو خور قند او 3045
  • Sen belâya uğrayıp ona ibret olmadın o zehri içti, sen şerbetini iç (ibret almana bak!).
  • قصد کردن غزان به کشتن یک مردی تا آن دگر بترسد
  • Oğuzların, birini korkutmak için başka birini öldürmeye kalkışmaları
  • آن غزان ترک خونریز آمدند ** بهر یغما بر دهی ناگه زدند
  • Kan dökücü Oğuz Türkleri, malları yağma etmek üzere bir köye girdiler.
  • دو کس از اعیان آن ده یافتند ** در هلاک آن یکی بشتافتند
  • O köyün eşrafından iki kişi yakalayıp birini öldürmeye niyet ettiler.
  • دست بستندش که قربانش کنند ** گفت ای شاهان و ارکان بلند
  • Öldürmek üzere elini bağladıkları zaman dedi ki: “Padişahlar, yüce erler.
  • در چه مرگم چرا می‏افگنید ** از چه آخر تشنه‏ی خون منید
  • Niye benim kanıma kastediyorsunuz. Neden benim kanıma susadınız?
  • چیست حکمت چه غرض در کشتنم ** چون چنین درویشم و عریان تنم‏ 3050
  • Öldürülmemde ki maksat, garaz ne? Görüyorsunuz ya, gördüğünüz gibi yoksulum, çırçıplak bir adamım”
  • گفت تا هیبت بر این یارت زند ** تا بترسد او و زر پیدا کند
  • Oğuzların biri “ Arkadaşın korksun, ürksün de altınları çıkarsın diye öldürüyoruz” dedi.